Baharları teninde barındıran yâre selam olsun...
vuslatına ilmik ilmik sabır ekerken ben, hasretine gem vura vura perçinleşmiş, nasır tutmuş, bir bedende iki ruha bürünmüş , silüetinin kenarında nefesime yakın suretine gözlerin düşmüş , öylece kalakalmış! oysa ki hemen kalkacakmış , kalk diyeni olmamış, gönül sofrana düşmüş, ikram etmiş ikram görmüş... Acısıda varmış tatlısıda , hüznüde var mutluluğuda.. ayrısı gayrısı yokmuş ama ... tek bedende bütünleşmek için önce benlikten geçmek gerekmiş... güzel olan her ne varsa daim olanı ona benzetmek kalple değil bütün uzvunla sevmekmiş... Cevaplarda soruda yarende imiş..
Gözlerime efsunlusun ... Sen rotamın en makbul limanısın.. aklımda onayım , dilde lisanım, hüznümde gardiyanım, en çetrefilli inadım , en alıngan yanımsın... Sur'a üfleyene vesile , emri verene Niyazım, ahirette makamım , kıyamette yakınım, semalarda duam,huri Ziynetimsin ... Gözlerinde muhacir kaldığım, sevgisinde nefes aldığım, sadakatinle boynuma zincirler vuranım... Aç içimi bak burası senin mekânın... Toprağa gebe bedenime değil ruhuna toprak atıp orda kaldım ... Şirk koşmuş isem Allah'a istemeyerek senden yana affola... Senden geçebilmek için kendimden geçmek gerekti... Seni anlatabilmek seni anlayabilmek için bir ben yetmezdi...