ben hiçbir şeyin oradan geliyor, hiçbir şeye doğru gidiyorum. çok fazla yer de kaplamıyorum aslında, birinin benim için hesaplar yapmasına değmeyecek kadar küçük bir alan, yeryüzünde bir gölge yalnızca; geniş perspektiften bakınca topu topu kendi ağırlığım kadar bir şey ve ben de geniş bir kapsamda ele alındığında bir gölge olmak istiyorum, yoksa dar kapsamda bir et parçası olmak ta var.
her şey çok acı verici.
perişan edici.
demek istiyorum ki, bütün kozmos, bu sonu gelmez ölüm ve bu..
hayat denilen şey.
bir tane, bir uykusuz var uyuyamıyor geceleri şimdi.. canı sıkılıyor bir bakıyor herkes yatmış, onun da yatması lazım ama içinden bir şey uyutmuyor onu yani uykusuzluk işte dünyanın en isyancı en insanı arayışlara iten şeyidir.
+ nasıl hissediyorsun peki şimdi?
- çiğnenmiş gibi. çiğneniyor gibi. her an çiğnenecekmiş gibi hissediyorum.
+ o zaman yapman gerek tek şey kendini tükürtmek, acı ver.
- kime?
+ hangi ağzın içindeysen ona.
öyle bir hayat yaşadım ki
cenneti de gördüm cehennemi de
öyle bir aşk yaşadım ki
tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
bazıları seyrederken hayatı en önden
kendime bir sahne buldum oynadım
öyle bir rol vermişler ki
okudum okudum anlamadım