Geri vermeli, geri vermeli, geri vermeli... Geri vermeliydi, çünkü, başkasının elinden çalınan nimet, çalanı öldürürdü. Geri vermeliydi, çünkü biricik ilaç, biricik gerçek, biricik mutluluk ondaydı. Adalet gereği, daha çok kişisel çıkar gereği geri vermeliydi, her bireyin mutluluğu, ancak genelin mutluluğuyla olanaklı olurdu.
Doğum ile ölüm arasında omuzlarımıza yükle nen en ağır yüktür toplum baskısı. Genelin bile rek ya da bilmeyerek kabul ettiği prensip, fikir, inanç, davranış gibi ortalama tabuları azınlıkla rın da kabul etmesi beklenilmekte, tek tipleştir meye çalıştırılmakta, aksi durumda ise gerek psikolojik gerekse şiddete varacak eylemlerle zoraki bir kabulleniş diretilmektedir. Bu insa noğlunun tamamının içinde bulunduğu, yaşar ken farkına varamadığı ama içsel bir şekilde ra hatsız olduğu bir sorundur. Bundan tamamıyla kurtulmamız mümkün değil ama en azından "elâlem ne der?" sorusunu kendine sormaya rak, sordurtmayarak bir yerden başlayabilirsin.
Sayfa 17 - Fikir Sanat ve Edebiyat dergisi
Reklam
"... Adalet, insan aczinden kaynaklanan romantik bir beklentiden fazlası değildir o halde. Arada bir çakıp sönen bir fenerin ışığını güneş doğuyor sanmaktır."
..bu dünyada en iyi işler hep gözden ırakta,kara bir fenerin ışığı altında gerçekleşir.
Nasrettin Hoca'nın Anahtari
Nasrettin Hoca anahtarını evinin bahçesinde kaybetmiş, anahtarı sokaktaki fenerin altında aramaya başlamış. Nedenini soranlara ise " Burası aydınlık da ondan burada arıyorum" demiş. Bu hikayeyi anlatarak zamanın hükümetinin de bazı konularda sorunların köküne inmek yerine kolay yolları seçtiğini, çözümleri sonuç getirmeyecek yerlerde aradığını ima etmek istemiştim. [ Bülent Eczacıbaşı]
Bana kalırsa biz Doğulular içinde bulunduğumuz hayatın koşullarından tatmin olmayı arzularız, elimizdekilerle hoşnut olmaya çalışırız.Bu nedenle de karanlıktan şikâyet etmeyiz, onunla savaşmak yerine onu kabul ederiz. Işık azsa azdır. Odağımızı ışıktansa karanlığa çevirir, onun içindeki güzellikleri keşfederiz.Oysa girişken bir Batılı her daim daha iyisini talep eder,elindekiyle yetinmez. Mum, mumun ardından fener, fenerin ardından gaz lambası, onun ardından elektrik... Durmaksızın aydınlık arayışındadır. Ufak gölgeleri savuşturmak için dahi debelenir.
İthaki Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.