Pontusçuluk terimi, Doğu Karadeniz'de bir "Pontus Cumhuriyeti" kurmak amacıyla 19. yüzyılın ikinci yarısından itiba- ren yürütülen faaliyetleri ifade eder. Bu faaliyetlerin başlıcaları; siyasi propaganda-yayın çalışması, silahlı isyan ve terör hareketleridir. Pontusçu çeteciler en başta Fener Rum Patrikhanesi olmak üzere Trabzon, Samsun ve Giresun gibi Anadolu'daki Ortodoks metropolitler ile birlikte çalışmışlardır. Aynı zamanda Yunanistan'ın yanı sıra Rusya, İngiltere, Fransa ve ABD gibi Ba- tılı devletlerce de desteklenmişlerdir. Pontusçuluk gibi bir siyasi hareketin ortaya çıkarılmasındaki temel amaç, zayıf düşmüş Osmanlı Devleti'nin parçalanması, Müslüman Türklerin Avrupa ve Anadolu'dan atılmasıdır. Aynı zamanda Doğu Karadeniz'de kurulacak bir Rum devletinin Yunanistan'a bağlanması da amaçlanmıştır. Bu maksatla dört yüz yılı aşkın bir zamandır Osmanlı Devleti çatısı altında yaşamını sürdüren Rum ahali yabancı devletlerce kışkırtılmıştır. Sadece Rumların değil aynı amaçla çeşitli tarihlerde Ermeniler, Süryaniler ve Kürtlerin de Batılı devletlerce Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtıldığı görülmektedir.
Sayfa 1 - ATARÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Osmanlı Yönetiminde Bulgaristan ve Bulgar Milliyetçiliğinin Uyanışı
Türklerin Bulgaristan'ı ele geçirmesiyle kendilerine hakimiyet alanı oluşturan Boyarların halk üzerindeki baskıları son bulmuştu. Keyfi idare yerine düzenli bir devlet teşkilatı kurularak ülkeye birlik ve merkezilik getirildi⁵¹. Osmanlı Devleti, Bulgarların dini inançlarına müdahale etmemekle birlikte Bulgar Kalesi'ni İstanbul'daki Fener-Rum Patrikhanesi'ne bağladı⁵². Fener-Rum Patrikhanesi, bir müddet sonra Bulgarlar üzerinde hakimiyet kurmak amacıyla ayinlerde Bulgarcanın kullanılmasını yasakladı. Bulgar din adamlarının eğitimleri ve terfi şansları bulunmuyordu. Yunanlar tarafından hizmetkar olarak kullanılıyor, hatta kimi zaman ayinlerin ortasında dövülüyordu⁵³.
Sayfa 153 - Timaş Yayınları, Taha Niyazi KaracaKitabı okudu
Reklam
Türk Ortodoks Patrikhanesi Atatürkün Bizlere Emanet Ettiği Kurumdur
Atatürk'ün miras bıraktığı milli ve manevi değerlerin yılmaz savunucusu olan dava adamı Papa Eftim'in kurduğu Türk Ortodoks Patrikhanesi, onun açmış olduğu yoldan taviz vermeden mevcudiyetini devam ettirmektedir. Türk Ortodoks Patrikhanesi, Atatürk'ün bizlere emanet ettiği kurumlardan biridir. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar, Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin her alanda desteklenmesini zorunlu kılmaktadır. Güçlendirilmiş bir Türk Ortodoks Patrikhanesi hem Fener Rum Patrikhanesi'ni zayıflatacak hem de dünyanın çeşitli yerlerindeki Hristiyan Türklere yönelik önemli faaliyetlere imza atacaktır. Ülkemizin bir Ortodoks çemberi içine alınmaya çalışıldığı, bir yandan ekümeniklik iddiası içindeki Fener Patrikhanesi'nin, bir yandan büyük bir Ortodoks nüfusa hitap eden Rus Ortodoks Kilisesi'nin, bir yandan da çeşit çeşit misyoner grupların faaliyet gösterdiği günümüzde Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin desteklenmesi ve bunun devlet politikası haline getirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Sayfa 378Kitabı okudu
Türk Ortodoks Patrikhanesi, Atatürk'ten sonra gelen hükümetler tarafından hak ettiği ilgi ve itibarı görememiştir. Atatürk, Fener Rum Patrikhanesi'ne karşı oldukça kararlı bir politika izlemiş, ancak daha sonra gelen hükümetler Atatürk'ün direktiflerin dışına bu kuruma hak etmediği kadar taviz vermiş, aşırı hoş görü içinde olmuşlardır. Günümüzde de artarak devam eden bu aşırı hoşgörü, Fener Rum Patrikhanesi'nin Lozan'da yasaklanan siyasi yetkilerini hukuken olmasa bile psikolojik olarak geri almasına neden olmuştur. Patrikhane bugün ekümenik olduğunu girdiği her ortamda açıkça ifade etmekten çekinmemektedir.
Sayfa 378Kitabı okudu
Papa Eftim iddia edildiği gibi her dönem Türk hükümetlerinin desteğini almış değildir. Atatürk ve Alparslan Türkeş haricindeki devlet adamlarından yeterli desteği görememiştir. Kiliseleri ve Balıklı Rum Hastanesi elinden alınarak Fener Rum Patrikhanesi'ne verilmiştir. Türk Ortodoksları için özel mezarlık talebi reddedilmiştir. Adnan Menderes döneminde Hizmeti Vataniye Kanunu uyarınca Atatürk tarafından bağlanan maaşı bile kesilmiştir.
Sayfa 374Kitabı okudu
Atatürk'ün emriyle 1924'te Fener Rum Patrikhanesi'nden alıp Papa Eftim ailesine bırakılan Türk Ortodoks Meryem Ana Kilisesi, Türk Ortodoks Aya Nikola Kilisesi ile Türk Ortodoks Aya Yani Kilisesi'dir.
Sayfa 325Kitabı okudu
Reklam
Fener Rum Patrikhanesi Turgut Erenerolun Cenazesine Engel Çıkartması
Türk Ortodoks Patriği Dr. Turgut Erenerol 9 Mayıs 1991'de vefat eder. Cemaati azalan ve elinde ruhani kalmayan Türk Ortodoks Patrikhanesi, Turgut Erenerol'un dini törenini yönetmek üzere Fener Rum Patrikhanesi'nden ruhani talep eder ancak Fener Papazları Türk Ortodoksları ile çirkin bir pazarlığa girişirler. Selçuk Erenerol ruhani
Sayfa 251Kitabı okudu
Heybeliada Ruhban Okulunun Kapatılması
127 yıl boyunca Fener Rum Patrikhanesi'nin kendisine tahsis ettiği ödenekle yaşatılan Heybeliada Ruhban Okulu, "Özel Okulların Devletleştirilmesi" şeklinde görülen uygulama hakkındaki Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli ve 1971-3 sayılı kararından sonra kapanmıştır. Bu karardan sonra Heybeliada Ruhban Okulu da yüksekokul durumunda değerlendirilerek, okulun varlığının sürdürebilmesinin ancak Türk üniversitelerinden birisine veya bir ilahiyat fakültesine bağlanarak mümkün olabileceği belirtilmiştir. Ancak Patrikhane yetkilileri bu şartı kabul etmemişlerdir. Çünkü onlar, Heybeliada Ruhban Okulunun özerk bir statüde, yalnızca Patrikhane'ye bağlı, devletin denetiminde olmayan "Uluslararası Patrikhane Özel Yüksekokulu" olmasını istemektedirler. Bunun üzerine kapatılma kararı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün 12 Ağustos 1971 gün ve 101787 sayılı gizli yazısıyla; "Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli kararı ve 26 Mart 1971 tarihli gerekçesi muvacehesinde okulunuzun, bu kararın kapsamına girer durumunda olduğundan diğer yüksekokullar gibi özel bir yüksekokul mahiyetinde bulunan Teoloji bölümünün 9 Temmuz 1971 tarihinden itibaren hiçbir hukuki varlığı kalmamıştır." denilerek hukuki durum Heybeliada Ruhban Okulu Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Sayfa 240Kitabı okudu
Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
Sayfa 231Kitabı okudu
Papa Eftim'in Vefatı
Bütün bir ömrü Fener Rum Patrikhanesi'nin entrikalarına karşı mücadele etmekle geçen Papa Eftim, geçirdiği beyin kanaması sonucunda 14 Mart 1968'de vefat eder. Papa Eftim içib 17 Mart 1968'de Karaköy Merkez Manayio Kilisesi'nde Vali Vefa Poyraz ve milletvekillerinin de katılımıyla Türkçe dualar eşliğinde dini tören yapılır. Papa Eftim'in cenazesi daha sonra Şişli Rum Mezarlığı'na defnedilir.
Sayfa 229Kitabı okudu
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.