Her şey niyetle başlar. Tüm değişim, devrim ve dönüşüm hamlelerinin ilk tohumu niyettir. Niyetler, bir tohumun ağacı içinde taşıması gibi tüm sonuçları potansiyel olarak içinde taşırlar. Niyet sadece dille yapılan bir faaliyet de değildir. Bir şeye niyet etmek; ruhunuzun onu istemesi, tüm varlığınızın o niyete yönelmesi anlamına gelir yahut gelmelidir. Niyet, ihtiyaçtan doğar; bir eksikliği tamamlamaya yöneliktir. Eksik olduğu bilincine varma, doğru ve gerçek bir eksikliği tespit edebilme, yüksek bir kişisel farkındalık gerektirir.
Bu araştırma üçüncü yolların üçlü sinerjisini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla üç ayrı felsefi akımdan ve bu akımları uzlaştıracak eklektik yöntemden yararlanılmıştır. Bu akımlar fenomenoloji, postmodernizm ve pragmatizmdir. Yapılan araştırmalar sonucunda eklektik bir kuramın oluşturulabilirliği ve uygulanabilirliği saptanmıştır. Kaynaklara yönelik araştırmalar sonucunda fenomenoloji postmodernizm ve pragmatizm arasındaki bağlantılar kurularak bu bağlantılar yoluyla eklektik siyaset kuramı kurulmuştur. (Dr.Muhammet Barkım Canlıoğlu, Fenomenolojik Bağlamda Postmodern ve Pragmatist Değerler Eşliğinde Eklektik Siyaset Kuramı, Basılmamış Doktora Tezi, Kırıkkale 2021, Sayfa IV Önsöz Giriş Kısmı)
Fenomenoloji ekolünden Merleau-Ponty’nin bir eseri.
Göz ve Tin
Bu metin bir meta analiz çalışmasıdır, herhangi bir edebi kaygı yoktur. Asıl amaç zihnimde var olan bilgilerden bir harita oluşturmak.
Fenomenolojiye giden yolda ilk başta Analitik ve kıta felsefesinin ne olduğunu daha sonra fenomenolojinin ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Fenomenoloji felsefesi, Sokrates'in işaret ettiği kadim "kendini bilmek" idealini gerçekleştirme çabasıdır; zira, kendini bilmek, hem hem tüm bilmenin ve bilginin nihai kaynağıdır hem de kendi bütünlüğünde onu içerir.
Her bilinç fiili bir nevi varlığı kavradığı için, kasıtlı fiillerin tasviri, yani fenomenoloji, sonunda ontolojiye varacaktır. Ve her fenomenolojik tasvir mutlaka bir ontoloji yani varlık tasvirine ulaşacaktır.
Birey özgül kendilik olarak mevcut değildir, çünkü yaşam öykülerinin gösterdiği gibi sosyal anlamına gelir; zorlayıcı kendinde şey olarak toplum da yoktur çünkü bireysel tarihle simgeleşir.
Fenomenoloji real fenomenlerin değil, reduksiyon yöntemi uygulanan fenomenlerin bilgisi, bir öz bilgisidir. Reduksiyon yoluyla temizlenen fenomenler, artık irrealitelerdir. İşte fenomenoloji real olayları değil, bu irrealiteleri "öz" olarak kavrar.
İnsandan (Varlığı Adlandırılmış/Anlamlandırılmış Bir Salt Özden) , Adı (varlığı) Elinden Alınarak Adsızlaştırılan, Nesneye Dönüştürülüp Hiçliğe Savrulan Bir Adamın Fenomenolojik Bir Novellası:
Çerçici
Tesadüf eseri tanıştığım ve iyi ki böylesi kitapla tanışmışım dedirten bir kitap oldu.
Sabahattin Ali ‘nin yazarlığının umduğumdan çok daha büyük