Aslını pek anlamıyordu, ama hayatın akıp gittiğini, bu akışın birşeyler götürüp birşeyler getirdiğini ve gidenlerin daima iyi, daima lüzumlu, gelenlerin de hep kötü, zararlı, istenmeyen şeyler olduğunu sağlam biliyordu.
Adalet ve kuvvet! Bunların ikisi bir arada olunca mesele kalmaz. Ama bir başka ırkı veya kavmi elde tutabilmek için bunlardan biri lazımdır. Hem de tam olarak olması lazımdır.
Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olur da, kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, humma sayıklatır, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta. Yakalandın mı bu özleyişe bitmiştir artık.
Bir keresinde bir mevsim boyunca yakamda hep menekşe taşımıştım: bir türlü ölemeyen bir aşk için bir tür sanatsal yas tutma yöntemi olarak. Ne var ki sonunda aşk öldü.