Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
3 adet ölmüş ev gördüm. Bu sebeple evimdeki lüzumsuz her şeyi vaktiyle dağıtmanın yoluna bakıyorum. Sizin için değerli olan şeylerin başkaları için son derece değersiz olabileceğini bu sayede öğrendim. Vaktiyle dağıtın yoksa geride bıraktıklarınıza çok yük oluyorlar. ÖLMÜŞ EV Siz hiç ölmüş bir evde kaldınız mı? Tabaklarının dolaplarında öldüğü,
Reklam
Eylül 1972
Beyaz badanalı, içten merdivenli, iki katlı bir ev. Deniz gören, korkulukları yeşile boyanmış, çocukluğumuzda bayramlarda hediye edilen mendiller kadar küçük bir balkon. Dört odalı bir otel burası! Yatak odasında aynalı karyola var, yaylarının dizleri tutmadığı için gıcırdıyor. Uyumaya niyetlenmediğim için bilmiyorum henüz. Duvarda siyah beyaz
Ourcq Nehri'ni Marne Nehri'nden ayıran o yüksek yay­ lanın güneyinde, Livry ve CheHes arasında bulunan Mont­ fermeil, günümüzde yıl boyunca alçı sıvalı olan viiiaları ve pazar günleri ışıldayan burjuvalarıyla tanınmış büyük bir kasabadır. 1823'de, ahşap evierden oluşan bir köy olan Montfermeil'de, bunca beyaz ev, bunca halinden memnun burjuva yoktu. Sağda solda heybetli görünür n l eriyle, ferforje korkuluklu balkonlarıyla, kapalı kanatlarının beyazı üstüne yeşilin her tonunu yansıtan küçük cam bölmeli pencerele­ riyle dikkati çeken birkaç sayf i ye evine rastlansa da, Mont­ fermeil sıradan bir yerdi. işlerini ço c uklarına devretmiş eski kumaş tüccarları, tatillerini burada geçiren avukatlar henüz Montfermeil'i keşfetmemişlerdi. Hiçbir anayolun geçmedi­ ği, bereket ve refah içindeki köylülerin hu z urlu bir yaşam sürdüğü, sakin ve şirin bir köydü. Sadece yayianın yükseltisi yüzünden su sıkıntısı çekiliyordu.
Büyükada'da vapurdan inip saat kulesine doğru yokuşu tırmandılar, faytonların beklediği alana gelip sıradaki faytona bindiler. Rüya mıydı? Mesut Bey elinden tutarak Dürdane'ye yardımcı oldu, Dürdane nazlıca kuruldu kırmızı kumaş döşeli arabaya. Üzerinde camgöbeği renginde bir ipek emprime rop. "Dil'e çekiniz arabacı!" "Baş üstüne
Ama Füruzan sen beni çocukluğuma götürdün:(
Sıcakta gevşeyen olgun hokka güllerinin hanımelleriyle geçişerek sarmaladığı kameriyenin oraya gider, arada bir bahçeyi yoklayan esintinin sarstığı güllerin, hanımellerinin beni yarı uykulu yapan kokularının dağılışını içime çekerdim. Kameriyenin ferforje iskemleleriyle mermer masasının üstünde geceden kalma çiylerin nemine uzanıp bastırırdım avuçlarımı.
Reklam
278 syf.
·
Puan vermedi
Başkalarının anılarını kendimin sandım
Ayfer Tunç’un şehir arşivi.. Memleket Hikayeleri kitap adını Halit Refik Karay’ın aynı isimdeki eserinden almış..Bilinçli yani.. Bizi biz yapan ,hayatlarımızın ne kadarına kadar sızabilmiştir yaşadığımız şehirler,işte bu kitabı okuduğunuzda bu sorunun kendi payınıza düşen cevabını, kelimelere bürünemese de verdiği duyguyu en azından
Memleket Hikayeleri
Memleket HikayeleriAyfer Tunç · İletişim Yayınevi · 2012233 okunma
Parmaklıkların arasından , kışa meydan okuyan sık bitkilerle süslü , kaldırım taşalı döşeli avluyu inceledi. Binaların cephesi karanlıktı. Dümdüz uzanan , süssüz saçak silmeler. Ferforje balkonlar. Zamanda yolculuk yapmak gibiydi. Bu binalar XVII. veya XVIII. yüzyıla ait olmalıydı. Gerginliğine rağmen , mekanın çarpıcı güzelliğini keşfediyordu. Kaldırım taşları , bina cepheleri , yaprak süslemeler , boya yerine cıvayla belirginleştirilmiş bir tablo gibi parlak griydi.
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.