Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Avnî
Sultan Fâtih’in (şair Avnî) elden gider redifli gazeli pek dokunaklı gelir bana. Bir başka sultan şair (Kanûnî merhûm = Muhibbî) ve daha sonra Ziya Paşa birer nazîre yazmışlar. Hepsi beşer beyit. "Yâr için ağyâr ile merdâne cenk etsem gerek İt gibi murdar rakîb ölmezse yâr elden gider" – Avnî [Aşk işinde üç kahraman bulunur daima.
İran'ın en kudretli Şahı Hüsrev Perviz'le evlenmişti. Tüm ülke yeni kraliçenin bir kafir olduğunu öğrenince isyan etti. Ama şah onu herkesi karşısına alacak kadar çok seviyordu. Ayrıca Hüsrev Perviz güçlü bir hükümdar olduğu kadar zeki bir adamdı da. Dünyevi güzelliğin ne derece geçici bir şey olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden de sevdiği kadının güzel yüzü ve eşsiz vücudunun mermerden bir heykelini yapması için zamanın en tanınmış heykeltıraşı Ferhat'ı görevlendirdi. Genç sanatçı her gün kraliçenin cennete yaraşır güzelliğine bakarak çalışırken sonunda karşı konulmaz bir aşk ateşiyle yanmaya başladı. Nereye gitse, ne yapsa, gece gündüz demeden her yerde bu meleğimsi yüzü görür olmuştu. Sonunda tutkusuna daha fazla direnemedi. Heykel her geçen gün kraliçeye daha bir benziyor, heykeltıraşın ses tonu yüreğindeki fırtınayı ele veriyordu. Ve günün birinde şah da durumu fark etti. Büyük bir kıskançlıkla kılıcına davrandı ama Şirin kendisini heykeltıraşın önüne siper ederek adamı korudu. Yarattığı eserin yüzü suyu hürmetine de Hüsrev Perviz heykeltıraşın hayatını bağışladı ama onu onu ömrünün sonuna dek Bisütün Dağları'nda sürgüne gönderdi.
Reklam
202 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı, eşimin kitaplığında bulunca okumak istedim, çok da memnun kaldım. Bekar ve evli olan herkese tavsiye ederim. Kitabın içerisinde iki karakter var Şirin ve Ferhat bu iki karakter üzerinden kadınlara ve erkeklere soru cevap tarzında, adımlar halinde evlilik hakkında tavsiyeler verilmiş. ilk olarak Şirin ile yirmi beş adım var, her adımdan sonra da kısa fıkralara yer verilmiş, daha sonra Ferhat ile on beş adım ve fıkralar yer alıyor. Dil olarak gayet açık ve sade olması çok aşırı derecede takrarlara girmemesi, kısa ve öz olması hoşuma gitti. Ayrıca Şirin'le yirmi beş adım kısmında, feminizmin günümüz kadınlarının hayatına ne kadar çok etki ettiğinin ve bunun yanlış noktalarına yer vermesi çok çok hoşuma gitti. Genel olarak Şirin üzerinden hanımların evlilikteki hatalarına ve nasıl düzeltebileceklerine , Ferhat üzerinden de erkeklerin evlilikteki hatalarına ve nasıl düzeltebileceklerine yer veriyor kısaca. Kendim de bir kadın olarak malesef günümüz bazı akımlarından isteyerek veya istemeyerek etkilenebiliyoruz ama bunu bizim hayatımıza kattıgımızda oluşacak artılarına veya eksilerine bakmadan hayatımıza katmamız malesef doğru değil. Toplumsal olarak da alışıla gelmiş olan sürekli sorumluluk alma tabiatimizdan kaynaklı çok yükleniyoruz kendimize, eşimize, evliliklerimize. Önemli olan karşılıklı sevgi ve saygı, bu ikisi olduktan sonra her şey kolay . Rabbim hepimize huzurlu aileler nasip eylesin. Hiç kimseyi sevgisiz ve saygısız bırakmasın, ne kendine ne de sevdiklerine karşı... Allah'a emanet olun...
Evlendikten Sonra da Muhabbet Olsun
Evlendikten Sonra da Muhabbet OlsunSema Maraşlı · Profil Kitap · 2013456 okunma
Sen Mem u Zin'i Ben Ferhat ile Şirin'i Sen Cigerhun'u Otuzüç Kurşun'u Ben Nâzım'ı, Cahit'i, Turgut'u Sen gözleri deprem kızım kara çadırın Ben Sürmeli Bey ağıdını Sen Dicle'yi, durgun ve nazlı Ben Kızılırmak'ı, mağrur ve geniş Sen Siverekli öfkeyi Fransız önünde Ben dağların onuru Kamalı Efe'yi Sen Cudi'yi uçurum ve doruk Ben Konya ovasını beyaz ve tenha Sen düşmanını ağırlayan konukluğu Ben son lokmasını konuğa sunan saygıyı Sen karın türküsünü dağlardan dağlara Ben köpük köpük büyüsünü denizlerin Sen değirmen taşı bir zamanı boynunda Ben göğsümde kadranı paramparça bir saati
Sayfa 66 - PdfKitabı okudu
ÖRNEK ÇİFTLER Duy ve koru Altı âşık çift. Söz tablosu alev alır, aşk düğümler: Rüstem ile Rudâbe. Birbirine yabancı, ama yakınlar: Yusuf ile Züleyha; Aşk, aşk kazancı değil: Ferhat ile Şirin. Yalnız birbirleri için var olanlar, Mecnun ile Leyla. Yaşlılıkta aşkı tanıyanlar: Cemil ile Botayna. Tatlı aşk havası: Süleyman ile Belkıs Bunları iyice bellemişsen eğer, Aşkta güçlenmişsin.
Sayfa 53
Bugün e düşen kitap: EFELYA // Mehmet Binboğa Mühür Yayınları, İstanbul, Eylül 2020 ** " bir ilkokul bahçesidir gözlerin çocuklar teneffüste..." Şiirleri ve mizahi öyküleriyle tanıdığımız Mehmet Binboğa' nın ilk romanı Efelya, adından da anlaşılacağı üzere, modern zamanların gizemli ve düşsel bir aşk öyküsünü konu alıyor. Bir nevi çağdaş Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı' sını buluyorsunuz satırlar arasında. Gittikçe yalnızlaşan günümüz insanının, imkansız bir aşka sığınmasını destansı bir dille anlatmış Mehmet Binboğa. Yalın ve şiirsel dili, okuru sıkmayacak kadar uzun cümleler ve zaman zaman şiirlerle, zaman zaman ince bir mizahla bezediği sayfaları romanı daha da okunası kılıyor. Eskişehir ve İtalya betimlemeleriyle bir şehri ve bir ülkeyi okuruna ilk kez ya da yeniden gezdirerek, hem zamana hem de mekana rehberlik ediyor Mehmet Binboğa. Belli ki yayımlanmak üzere olan bu dizinin ikinci kitabı; "Şiirkentin Nar Çiçeği" ni de aynı ilgi ve heyecanla okuyacağım. Kitaptan notlar: "... Bana bak Ferhat, kafamı kızdırma; kalkar giderim! Yahu ben o kahvaltıları on yıldır hazırlamaktan bıktığım için sana aşık oldum; belki bu hayatta başka bir yaşam, başka bir ruh var sandım. Ne bileyim başka bir iklim mümkündür diye şiirlerinin peşinden sana kadar geldim. Bizim geleceğimiz yok anla artık ve "an" ı yaşa! Yok öyle kahvaltı sofraları, eşli dostlu misafirler, sanat edebiyat sohbetleri.. Unut sen bunları, öyle hayaller de kurma lütfen.. "
Reklam
EFELYA'dan... "Ferhat'ın on yıl önce yerleştiği ve dört coğrafi bölgenin kesiştiği şirin bir Anadolu kenti olan Eskişehir'de, o zamanlar geceler oldukça sessiz, yıldızlar elle tutulacak kadar yakın, düşlerde kaybolacak kadar yoğundu.Hele de bahar gelip ıhlamurlar çiçek açınca bir başka ferahlık, bir başka yaşama sevinci kuşanırdı insan bu coğrafyada.Şehri ortadan ikiye bir kılıç darbesi gibi bölen Porsuk Çayı ta Kütahya yakınlarından doğar, ağır ağır ve insanda hiç akmıyormuş hissi uyandırarak yaralı bir yılan gibi sürüne sürüne Eskişehir'e ulaşır, ilkyazla birlikte biraz olsun o miskinliğinden sıyrılır; karlar eriyip sele dönüşünce de coşkuyla menderesler çize çize ve allı pullu balıkları, fıstık yeşili kurbağaları önüne katıp kıyısında aşina yüzler gibi vakur, gümüş yapraklı nazlı sultan söğütlerleriyle öpüşerek yoluna devam eder, neden sonra Sakarya Nehri'ne karışınca da öfkesinin yerini anne kucağında susan bir çocuk dinginliği alırdı. O zamanların Eskişehir'inde bugünkü kalabalıktan eser yoktu.Şehrin güneyindeki yamaçlarda Osmanlıdan kalma Odunpazarı bölgesinde, semte o mistik ruhu veren bodur minareli tarihi camiler, hiçbirinin diğerinin manzarasını kapatmayan, zevkli cumbaları ve kırmızı kiremitli çatılarıyla daracık sokaklar boyunca adeta zamana direnmek için birbirine yaslanan kâğir ve kerpiç evler, yüz yıllık fırınlar, iki üç kuşağın birbirlerine güvenle tavsiye ettiği kasap dükkânları, her köşe başında ya da meydanda susuz yolcuları şırıl şırıl selamlayan sebil çeşmeler vardı..." EFELYA S.17
Aşıkların çoğu ya sevgilisi yolunda iyice pişmiş ve sevdiğinin mezarı üzerinde ölmüş* ya kendisini öldürmüş** ya da yanmıştır.*** *Leyla ile Mecnun **Ferhat ile Şirin ***Kerem ile Aslı
Aşk
Eğer aşkı yazıya dökecektiyseniz; Leyla ile Mecnun'u değil,Kerem ile Aslı'yı değil,Ferhat ile Şirin'i değil,Mem ile Zin'i değil; Muhammed(s.a.v) ile Hatice'yi yazmalıydınız.
BOŞLUĞA DAİR HİKAYAT 1 "de ki, tanrı beni insanların ve cinlerin tüm şerrinden korusun" Güzel ve duru olan şiirin adıyla! Hani o ayrılık ânı geldiğinde Nasıl da yüzlerini çevirip döndüler sırtlarını sana, Hayır! Sen asla onların kalplerini bilemezsin! Ve masmavi bir göğün altında sana yemin etmişlerdi de Sen inanıp kanmıştın
İBRAHİM OKUTAN
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
·
54 günde okudu
#hasbelkaderaşk Yüce Yaratıcımızın bizlere gösterdiği merhamet dolu sevgi, insanlık tarihindeki en büyük aşk öyküsüdür. Bu kitapta, İslam'ın sevgi dolu öğretileri ve Kur'an'ın aşk dolu mesajları keşfedilerek, kalplerimizin doldurulması ve hayatlarımızın anlamlandırılması hedeflenmektedir. Kitapta kısa hikayeler okuyoruz bir o kadar etkileyici iz bırakıyor bir oturuşta bitirdim kitabı nasıl bittiğini anlamadım. Hz. Hatice Hz. Muhammed arasındaki ilişki, sadece aşk ve evlilik sınırlı değildi. Aralarında aynı zamanda güven, saygı, destek ve işbirliği unsurlar da vardı. Bu özellikler, herhangi bir ilişkinin sağlıklı ve mutlu olması için çok önemlidir. Peygamber efendimiz eşine ev işlerinde hep yardımcı olması yükünü hafifletmiştir. aşkın sadece sözde kalmaması gerektiğini, eylemlerle de göstermenin önemini hatırlatmaktadır Peygamber efendimiz. Hz. Sevde (r.a) Resûlullah' ın (s.a.v) ikinci hanımıdır. Sevde Validemiz' in özverili ve sevgi dolu davranışları, Efendimiz'in evinde huzurun ve mutluluğun devam etmesine katkıda bulunmuştur. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Hz, Ebubekir ilk iman edenler arasında yer almaktadır. Örnek bir mümin olarak insanlara ilham kaynağı olmuştur. İmam Gazali, aşk ve muhabbet Hz. İbrahim, aşk ve teslimiyet. hepsinin hikayesi okuyoruz ben çok severek okudum tadı tamağımda kaldı uzun zamandır bu tarz bir kitap okumamıştım çok iyi geldi ruhuma okuyun okutun tavsiyedir. Seni inciten bir kalbi bile sev. Fakat seni seven kalbi hiçbir zaman incitme, çünkü o kalpte Allah vardır. Allah için affet, Allah için sev...
Hasbelkader Aşk
Hasbelkader AşkOsman Yıldız · Elpis Yayınları · 20244 okunma
GELSEN GEL SEN Rotasız bir gemiyim ben okyanus ortasında/ Gel kaptanım ol benim/ Soğukta donan masum bir çiçeğim Gel baharım ol benim/ Sevda ile fîgân eden bülbülüm Gel gülüm ol benim/ Dağlar delen Ferhat'ım Gel Şirin' im ol benim/ Mecnun olup çöllere düştüm Gel Leylam tesellim ol benim/ Ben dost arayan bîçare sensiz Gel Şems'im ol benim/ Ben senin için ağlayan bir çift göz Gel gözyaşımı silen bir müşfik elim ol benim/ Ben senin için Candan dua eden bir kalbim Gel Amin, diyen Dilim ol benim/ Ben sensiz ve sessizim tek başıma Gel ben sen olayım Sen de benim KK
Ve Aşk...
Kerem kendi suretini görmeden Sen artık aslı-na bürün demişler Ferhat doğduğu gün isim vermeden Bu çocuk ne kadar şirin demişler
Serdar Tuncer
Serdar Tuncer
Sinema
İran'da sinemanın toplumsal hayata girmesi daha yavaş ve çatışmalı oldu. (...) 1930'larda senaryoları çoğu zaman Ferhat ile Şirin ya da Şahname gibi İran efsanelerine dayanan başka filmler çekildi; çekimlerde zaman zaman Hindistan'daki stüdyolardan yararlanılıyordu. Fakat bu vaatkâr başlangıcın ardından, İran sineması İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar duraklama dönemine girdi. İran'da sinema salonlarının açılması Şeyh Fazlallah Nuri gibi muhafazakâr din adamlarının tepkisini çekmiştir.
Sayfa 79
847 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.