Gündelik hayatın sorun ve sıkıntılarını tahammülfersa bulunduğu eşik giderek düşüyor. Hayat standardı konusundaki beklentiler yükseliyor. Sorunların çözülebilir olmasını istiyoruz. Ölüm bile çözülmesi gereken bir sorun olarak ortada duruyor.
Önceki çağlarda hayatın doğal bir parçası olan bedensel ve ruhsal belirtiler, bugün kaygı nedenimiz. Ağrı ve yorgunluk, geçen yüzyıl başından bugüne aynı . Ancak İnsanlar, günümüzde bedenlerinden aldıkları sinyallere daha duyarlı ve bu sinyalleri bir hastalığa atfetme konusunda daha aceleci.
Bugüne kadar eserlerini okuduğum Engin Geçtan, Doğan Cüceloğlu ve Gülseren Budayıcıoğlu’nun da dile getirdiği gibi çocukluk yıllarında yaşadığımız travmalar ve aldığımız duygusal yaralar kimliğimiz, kişiliğimiz ve geleceğimizin şekillenmesinde çok belirleyici bir rol oynuyor. Özellikle sevgi açlığının yol açtığı duygusal yaraların ateşi bir ömür
İncelemenin kitapla ilgili bir farkındalık oluşturması benim için çok değerli. Kitabı mutlaka okumanızı öneririm.👌 Kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏📚
Gelseydin,
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
Sevgili!
Şiir çok duygulu...
Yorumunuz çok duygulu...
Yüreğinize sağlık.