Canların Can'ı Yunus bir şiirinde, "Halkı bostan edinmiştir Dilediğin üzer ölüm" diyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
"Duyduk ve itaat ettik" demek lâzım. Cümle iyi günlerin gelecekte olduğuna îman lâzım. Eşe dosta, kurda kuşa, yoncadan dikene, aksakaldan yoksakala, kanbura topala, cümle yaratıklara yeniden bir merhaba lâzım. İçimizi nurlandırıp yıkayarak bir merhaba diyebilsek de artık göçmesek.
Reklam
"Cebinizde verilecek bir şey olmadığı zaman, iyi sözlerle ve güler yüzle sadaka veriniz"
Sayfa 95 - Hadis-i NebevîKitabı okudu
Hem çeşmeleri bilirsiniz. Onlar muslukları açan herkese akarlar. Kendilerini nazlanmadan verirler. Musluklarını açanların güzellikleri veya çirkinlikleri, fakirlik veya zenginlikleri, dinleri, dilleri, elsiz ayaksız oluşları çeşmeleri alâkalandırmaz. Bir yol insanoğulları da dostluklarını, şefkatlerini münasebetlerini çeşmelerininkine benzetselerdi diye düşünesi geliyor insanın. Ama olmazdı. Dünya celâlde ve cemaldedir. İlâhi tecelli öyledir. Nâr ve nûr. Lütuf ve kahır. Hem şairin dediği gibi "Dünya kiri ile, pası ile sevmeye değer." Demek ki, çeşmelerin nizamı başka.
Bir garib âdem geliyor. Seyrângâha çıkmıştır. Adına Seyrânî diyorlar. "Kelb iken kelb yavrusundan vazgeçmiyor" diyor. Merhaba'nın sâhibi de geçmez, diyor. Bizden demiyor, ayrılık gayrılık olmasın için. Ben sen tefrîki kalksın ara yerden diye. "Kelb iken kelb yavrusundan geçmiyor" "Hak Seyrânî'sinden geçer mi bilmem" diyor.
"Biz her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası" Bizim Yunus öyle diyor. Merhaba diyor. Yerinde saymanın esirliğini salıyor, azâd ediyor. Nefis köleliğinin zünnarını kesiyor.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.