Feyfeysu

Feyfeysu
@feyfeysu
Matematik Öğretmeni
Lisans
Ankara
Aydın
31 reader point
Joined on December 2020
Şu anda okuduğu kitap
Bu kısmın kurgu olmaması ürkütücü...
"Halk bir katille konuşmaktan heyecan duyuyor. Ünlü bir insanla temasa geçmek gibi bir şey bu. Manşon, Dahmer ya da Gacy de hayran mektupları alırdı. Mahkûmlarımıza evlilik teklifleri geldiği bile oluyor. Bazı kadınlar para gönderiyor, kimileriyse bikinili fotoğraflarını. Erkekler genelde adam öldürmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettikleri için yazıyorlar. Dünya, gerçek bir katille tanışmaya can atan bir sürü beyinsizle dolu."
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
Tarih kadınların çığlıklarıyla yankılanıp duruyor.
"Kemal Abi, tanıştırayım, kocam Feridun," dedi önemsiz bir ayrıntıyı hatırlar gibi yapmaya çalışarak. Gerçek birine değil de, tam çıkaramadığım bir hatıraya bakar gibi baktım Feridun dediği adama. "Biz beş ay önce evlendik," dedi Füsun, kaşlarını anlayış bekleyen bir bakışla kaldırarak. Elimi sıkan aşırı şişman damadın bakışlarından, hiçbir şeyden haberdar olmadığını anladım. "Oo, çok çok memnun oldum!" dedim ona ve kocasının arkasına saklanan Füsuna bakıp gülümseyerek. "Çok da talihlisiniz Feridun Bey Hem harika bir kızla evlenmişsiniz hem de kızın harika bir çocukluk bisikleti var."
Sayfa 292Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Ne şiş yansın ne kebap tabi...
İskeleden uzaklaşan bir gemideki yolcu gibi, geçen her saniyenin beni arkada bıraktığım sevgilimden aslında uzaklaştırdığını bildiğim için, geçen dakikaların o kadar çok olmadığına kendimi inandırmaya çalışır, bu amaçla anlardan ve dakikalardan aklımda küçük desteler yapardım. Her saniyede her dakikada değil, ancak beş dakikada bir üzülmeliydim! Bu yöntemle beş tek dakikanın acısını son dakikaya kadar ertelemiş olurdum. İlk beş dakikanın geçtiğini inkâr etmek artık imkânsız olunca, yani geç kalma gerçek olunca, acı çivi gibi içime batar; can havliyle, Füsunun buluşmalarımıza hep beş-on dakika geç geldiğini düşünür (bunun ne kadar doğru olduğunu o sırada çıkaramazdım artık) ondan sonraki beşlik dakika destesinin ilk dakikalarında daha az acı çeker, az sonra kapıyı çalacağını, az sonra tıpkı ikinci buluşmamızda olduğu gibi, onu birden karşımda buluvereceğimi umutla düşlerdim.
Sayfa 181Kitabı okudu
Ama hayatımızın, tıpkı bir roman gibi artık son şeklini aldığını hissettiğimiz günlerde, en mutlu anımızın hangisi olduğunu benim şimdi yaptığım gibi hissedip seçebiliriz. Yaşadığımız bütün anlar içerisinde neden bu anı seçtiğimizi açıklamak da, kendi hikâyemizi bir roman gibi yeniden anlatmayı gerektirir elbette. Ama en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıyı dayanılabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar.
Reklam