Yolunu şaşırdın, Beckmann, gel, aşağıya sapma, senin yolun yukandaki! Boş ver. Bu cadde inişli çıkışlıdır. İnişlere rastlayıp da karanlıklara daldıkça bağırma. Cadde devam eder, yer yer lambalar görülür: Güneş, yıldızlar, kadınlar, pencereler, fenerler, açık kapılar. Gece vakti, tek başına, yarım saatçik siste kaldım diye bağırma. Başkalarına rastlaman daima mümkün. Gel, delikanlı, bırak yorgunluğu! Kulak asma ksilofoncunun duygulu tıngırtılarına! Boş ver!
Boş mu ver? Senin hiç başka cevabın yok mu? Milyonlarca ölü, yarı ölü, kayıp ... Bunların hiçbir önemi yok mu? Boş vereyim ha? Yolumu mu şaşırdım? Evet, bu yol yaslı, zalim, batak. Ama biz dışarıda, hep onun üzerinde yürüyoruz.
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler , ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez