Anne Frank’ın Hatıra Defteri
Öncelikle kısaca Anne Frank’ın hayatına değinmek istiyorum. Anne Frank 12 Haziran 1929’da Almanya’da Yahudi bir ailenin ikinci kız çocuğu olarak dünyaya gelir. Babası Otto, annesi Edith, ablası Margot Frank ile Almanya’da yaşamışlardır.
Anne Frank’ın zorlu ve hüzünlü hayatı daha çok küçükken başlar. Henüz dört yaşındayken zorunlu bir göç ile
Çok sevilen çok yaralanır bazen...
Annesi, babası ya da her ikisi birden tarafından çok ama çok sevilen bir çocuğun çok şanslı bir çocuk olduğu hatta cennet bahçelerine doğduğu sanılır. Oysa çok ama çok sevgi dolu ellere doğduysanız o sevgi dolu eller sizi korumak için birer demir parmaklığa dönüşebilir pekâlâ. Siz büyürken şöyle cümleler uçuşur durur havada; “ terli terli su içme hasta olursun”, “soğuk betona oturma karnın ağrır”, “aman rüzgarda durma başın ağrır”, “dondurma yeme boğazın şişer” ve daha binlerce koruma cümlesi. Bu tür cümleler yüzünden zihniniz en ufak bir karar alma ya da harekete geçme söz konusu olduğunda bin bir felaket ihtimalinden oluşan bir ağı birkaç saniyede oluşturuverir. Annesinin minik oğlu Alexander Portnoy’un da başına gelen tam olarak bu.
Alex’in bir de baba tarafından yaralanışı var ki o da en az annesinin verdiği hasar kadar büyük. Hristiyan bir toplum içinde Yahudi bir azınlık üyesi olan baba, asla ama asla onlarla eşit olamayacağı fikriyle büyütüyor Alex’i. Alex ona baktıkça asla onun gibi olmamaya karar verse de tüm yaşamı boyunca zihnine kazınan o aşağılanma bir türlü yakasını bırakmıyor. Tüm bunlar yüzünden feryat figan Alexander Portnoy.
Philip Roth inanılmaz zeki bir yazar, enfes bir alaycı dil (en sevdiğim üslup), müthiş bir analiz yeteneği. Tüm kitaplarını okumak isterim. Çok ama çok severek okudum. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Leyla İle Mecnun İncelemesi
Günümüz Arap yarımadası coğrafyasında yaşadığı iddia edilen Leyle Kays birbirine tutulmuş iki aşıktır. Leyla ile Kays öğrencilik zamanlarından beri tanıdıktır. İkiside öğrencilik zamanlarında birbirlerine tutulmuştur. En sonunda Kaysın babası Leylayı istemeye gider ama sonuç alamaz. Daha sonralarında Kays aşkından delirir ve bir mecnun olur. Acı feryat figan içinde çölleri dolaşır kendi kendine işkence eder. Daha sonralarda Mecnun Nevfel adındaki hükümdarla tanışır ve Leylanın kabilesine savaş açılmasına sebep olur. 2 kez cenk edildikten sonra Mecnun yine muradına eremez ve yollara düşer. En sonunda ise Leyla ile Mecnun buluşur. Ama bu buluşmadan sonra Leyla hastalanır ve ölür. Bu haberi çöllerdeki mecnuna haber vermeye giden Zeyd olayı anlattıktan sonra Mecnun daha fazla dayanamaz ve sevdiğinin mezarının üstüne düşer. İddialara göre mecnunun cesedini hiçbir hayvan yememiştir...
Hikaye çok etkileyici bir doğu klasiğidir. Herkesin okumasını tavsiye ederim. Okurken bu kadar sıkıntılı bir aşkın başınıza gelmemesini isteyeceksiniz. Ben kitabı beğendim 10 üzerinden 10 veriyorum... İyi okumalar....
SAKLI ‘Lal Figan’ – PINAR SALMAN
Merhabalar, bugün aylardır vedalaşamadığım bir kitabın yorumu ile geldim. Vedalaşamadığım dediğime de bakmayın aslında seri ama uzun zaman bir şeye kavuşmayı bekleyince insan, kelimelere dökmesi zor oluyormuş, Doru ve Erva ile anladımBu sebeptendir ki biraz buruk ama kavuştuğumuz için ise çocuklar gibi mutlu
YÜREK AĞLARSA/ LAYIKHAN ÖZDER
“Herkes hayat yolculuğuna kalbiyle anlam yükler. “
Kitap satış gelirinin ihmal ve istismara uğramış çocukların eğitim bursuna ve ihtiyaç sahibi engelli çocuklarımıza tekerlekli sandalye desteğine kullanılacağının bilgisini vererek en başından belirterek yorumuma başlayayım. Bu ince düşüncesinden dolayı yazarımızı
var bir hayalimiz..
Thomas More tarafından ilk olarak kullanılan ütopya kavramı,
kitabına da adını vermiştir.
Olmayan mükemmel ülke/ yok ülke- iyi ülke olarak çevrilebilir yunancadan.
More kitabı, 2 kısımdan oluşur.
İlk kitapta İngiliz gezgin ve devlet adamı Raphael Hythloday'un Ütopya'yı keşfi ve bu hayali ülkeyi anlatmasıyla başlar. Ütopyanın coğrafi
