Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir ilahiyatçı olarak söylüyorum maddi karşılığı olmayan birşeyin mehir olarak alınıp verilmesi ihtilaflıdır. Niyet güzel olabilir ancak bu şekilde bir romantizme gerek yok, herkes evleneceği kişinin gücü nispetinde ve yahut hanımefendi ne dilerse isteyebilir. İslâm’da satışı veya kullanılması mübah olan her şey mehir olarak verilebilir. Taşınır
DB

DB

@DB96
·
21 Mayıs 13:40
Nedense çok hoşuma gıttı :))
Alıntı Ciddi görüştüğüm bir hanımefendiye dönerci olduğumu, köşeye anca düğün için bir şeyler atabildiğimi dolayısıyla mehir veremeyeceğimi izah ettim. Kendisi de mehir için Bakara Suresini ezberlememi istedi..
Fıkıh ilimi dünya ile alâkalı olduğu kadar din ile de alâkalıdır. Lâkin din ile alâkası, dünya vasıtasıyladır. Zîra "Dünya, ahiretin tarlasıdır". Din, dünya ile tamamlanır. ~İmâm Gazâlî ~
Reklam
Oyundur oyalanmadır Tüm ilimler istisnadır. kur 'an ,  fıkıh ve hadisler
Yemin Kefareti
YEMİN KEFARETİ NASIL ÖDENİR? Yemin etmek mübah bir davranış olmakla birlikte, gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık hâline getirmek doğru değildir. Yerine getirilmesi mümkün ve mübah olan bir şeyi, ileride yapmaya veya yapmamaya dair yemin etmek yemin-i mün’akide olarak isimlendirilir. Allah’ın isimleriyle, sıfatlarıyla ya da örfte yemin anlamına gelen sözlerle yapılan yeminler bağlayıcıdır. Her ne şekilde olursa olsun mün’akide olan bir yemini bozan kimsenin yemin kefareti ödemesi gerekir. Yemin kefareti sırasıyla; on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise, ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir. Bu kefaret ve sıralama Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir (Maide, 5/89). Maddi imkânsızlık sebebiyle, yemin kefaretini yerine getiremeyenler, imkân buldukları ilk anda bu kefareti eda etmelidirler. Diyanet İşleri Başkanlığı
Vasiyet;
Vasiyet ederim ki sana ey oğul; bütün hâllerinde ilim, edep ve takvâ üzere olasın!.. Geçmişlerin eserlerini oku, ehl-i beyt ve ehl-i sünnet ve’l-cemaat yolundan git! Fıkıh ve hadîs öğren ve câhil sofîlerden bucak bucak kaç! Namazlarını, mutlaka cemaatle kıl! Kalbinde şöhrete meyil varsa imam ve müezzin olma! Şöhretten gücünün yettiği kadar
Adab
ÂDÂB: DİNİN GEREKLİ, AKLIN GÜZEL GÖRDÜĞÜ DAVRANIŞLAR Edep kelimesinin çoğulu olan âdâb, fıkıh terimi olarak Hz. Peygamber’in ara sıra yaptığı işler, davranışlar karşılığında kullanılır. Hüküm bakımından gayr-i müekked sünnet gibidir. Yapan sevap kazanır, yapmayansa günaha girmez, kınanmaz. Bu yüzden âdâb sayılan davranışlar, farz ve vacibe bir ilave olduğu için nafile, Allah ve Resûlü tarafından teşvik edildiği için müstehap, karşılığında sevap va’dedildiği için mendup, dinî bir mecburiyet olmaksızın yapıldığı için tatavvu, yapanın ahlaki kemalini arttırdığı için fazilet diye adlandırılmıştır. Fertlerin yaşayışlarına ve ilişkilerine ortak bir tarzda hâkim olan, aksine davranışların yerine göre ayıp sayılarak kınandığı ahlaki ve toplumsal kuralların tamamına hukukta umumi âdâb denir. Hadis kitaplarında da müstakil başlıklar altında yer alan “Kitâbü’l-edeb” veya “Kitâbü’l-âdâb” bölümlerinde, Hz. Peygamber’in yaşayışı, ferdî ve sosyal ilişkilerde dinen uyulması gereken hususlar, bu konuda Hz. Peygamber’in emir ve tavsiyeleri bulunur. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Emek verdiğimde beni mahçup etmeyen tek şey fıkıh.
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Osmanlı Devleti’nin 36. ve son padişahı Sultan Mehmet Vahdettin’in vefatı (1926) Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi… (Âl-i İmrân, 3/159) Diyanet Takvimi Arka Yüz: ÂDÂB: DİNİN GEREKLİ, AKLIN GÜZEL GÖRDÜĞÜ DAVRANIŞLAR Edep kelimesinin çoğulu olan âdâb, fıkıh terimi olarak Hz. Peygamber’in ara sıra yaptığı işler, davranışlar karşılığında kullanılır. Hüküm bakımından gayr-i müekked sünnet gibidir. Yapan sevap kazanır, yapmayansa günaha gir- mez, kınanmaz. Bu yüzden âdâb sayılan davranışlar, farz ve vacibe bir ilave olduğu için nafile, Allah ve Resûlü tarafından teşvik edildiği için müstehap, karşılığında sevap va’dedildiği için mendup, dinî bir mecburiyet olmaksızın yapıldığı için tatavvu, yapanın ahlaki kemalini arttırdığı için fazilet diye adlan- dırılmıştır. Fertlerin yaşayışlarına ve ilişkilerine ortak bir tarzda hâkim olan, aksine davranışların yerine göre ayıp sayılarak kınandığı ahlaki ve toplumsal kuralların tamamına hukukta umumi âdâb denir. Hadis kitaplarında da müstakil başlıklar altında yer alan “Kitâbü’l-edeb” veya “Kitâbü’l-âdâb” bölümlerinde, Hz. Peygamber’in yaşayışı, ferdî ve sosyal ilişkilerde dinen uyulması gereken hususlar, bu konuda Hz. Peygamber’in emir ve tavsiyeleri bulunur. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.