romanı okuyalı epey oluyor, okuduğum zaman aldığım notlar şöyleymiş:
(Hiçbirini hatırlamıyorum. Kitap hafızamdan silinmiş)
izdüşümler :
bir çiftlik düşlüyorum: tarlalarında atların vurularak öldürüldüğü, menekşelerin ezildiği, oburların başa çıkılmaz iştahlarıyla çocukların düşlerini yediği bir çiftlik. bir menekşenin göğsünde, vurulan atın
Tarih tekerrür eder, sözü üzerine bir roman. İlk bölümde antik çağlarda yaşayan 3 arkadaşın aynı kıza aşık olmasını o dönemin kültürüyle harmanlayarak anlatıyor. İkinci bölümde 3 yakın arkadaşın aynı aşık olması ve dönemin siyasî olayları ve fikirler yansıtılmış.
Tarihi romanları çok sevmeme rağmen milat öncesi yılların anlatıldığı ilk bölümde çok sıkıldım. Zaman zaman kitabı bıraktım. 1979 ve sonrasının anlatıldığı 2.bölümün kısmen daha akıcıydı.
Genel olarak çok tatmin etmedi bu kitap beni. Daha önce Od, Şah Sultan ve Katre-i Matem kitaplarını bir solukta okumuş, elimden bırakamamıştım. Bu umutla başladığım için biraz hayal kırıklığına uğradım.
Kitabı büyük bir merakla ve hayretle okudum. Zihni kapalı olan insanların kaldıramayacağı kadar çarpıcı fikirler, sorular ve gerçekler içeriyor. O yüzden açık fikirli değilseniz okumayın. Ama sormayı, sorgulamayı, araştırmayı seviyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun. O kadar çok şey soruyor ve o kadar çok bilgi paylaşıyor ki özet bile yapamıyorum. Kitaptan bir cümleyle bitireyim "Bilmediklerimiz, bildiklerinizden her zaman fazla olacak ve daha fazlasını öğrendikçe ne kadar az şey bildiğimizi daha iyi göreceğiz."
Homeros' un dehası Yunanistan'da en başından teslim edilmişti. Atinalılar onun kitaplarına, günümüzde dindar Hristiyanların İncile ya da Müslümanların Kuran'a yaptıkları gibi başvuruyorlardı. Sokrates ölüm cezasıyla yargılandığı mahkemede İlyada’dan
satırlar aktardı.
- " (...) Parlak bir genç büyükannesine Felsefe Doktoru olacağını söylemiş. Büyükanne gururla gülümsemiş ve şöyle demiş:
Harika. Felsefe nasıl bir hastalık?.."