Habaş'ın hayatını, mücadelesini anlatmak; bağrına lsrail hançeri saplanmış Ortadoğu'nun çarpıtmalarla dolu denklemin de yarım yüzyıllık bir direniş öyküsünü anlatmaktı. Yıkıntıların arasından filiz veren umudu, bir halkm düşlerini anlatmaktı. Emperyalist, siyonisı kara çalmalara, terör demagojilerine bir taş atmaktı. Asıl teröre işaret etmekti. El-Hakim sonsuzluğa uğurlanırken, arkasından mücadele yeminleri eden Filistiniiierin 'unutmamışlığını', Türkiye halklarının kolektif hafızalarında da yankılandırmaktı. Kitabın eksiklikleri, onu hazırlayanlarındır; tamlıkları ise direnenlerin, taş generallerin ve onların bilincinde düşleşen EI Hakim'indir. Uğurlar olsun sana, Filistin'in bilgesi!
*** Sadık ve masduk bir kişiliğe sahip olan bu yiğit insan, Filistin halkının kalbine İmânı, umudu, özgürlüğü, mücadeleyi nakşederken Siyonistlerin kalbine de korkuyu ve dehşeti salıyordu... ***
Reklam
117 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kitabın giriş kısmında "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır." sözü ile bu kitabın çıkmasına sebep olmuş. Bir diğer nokta ise 2014 yılında yayımlanan Yedi Güzel Adam dizisi sebep olmuş. Kitabı daha önce de okumuştum ama bu okumam beni daha çok etkiledi. Ve iyi ki okumuşum. Çünkü bazı kitaplar defalarca okumayı
Yedi Güzel Kadın
Yedi Güzel KadınAbdulaziz Yılmaz · MGV Yayınları · 20171,220 okunma
Her şeyden çok Beşir geri dönüşe odaklanmıştı. Filistin'in yenilgisinin intikamını alacaktı, ailenin itibarını geri alacaktı; babasının, annesinin ve kardeşlerinin çektiği acı kayıpları onaracaktı. Mallarına el konulmasının ve evden çıkarılmalarının utancını temizleyecekti. Yıllarca, Beşir ve yüz binlerce mülteci için geri dönme umudu önce ümitsizliğe ve sonra öfkeye dönüşmüştü.
''..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu..''
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimle buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti.
Israilin bir Yahudi vatanı olması fikrine verilen destek on dokuzuncu yüzyılda Avrupa ülkelerinde ve Yahudi diasporasında artmıştı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Birleşik Krallık'ın Filistin'in yönetimini ele geçirmesi, bağımsızlık umudu taşıyan Arap nüfusu öfkelendirdi. Şeria Nehri'nin ötesindeki topraklar nihayetinde Araplara ayrıldı (fakat Britanya yönetimi hala hakimdil. 1930'lara doğru Britanya, on binlerce kişi Avrupa'ya kaçarken Yahudi göçmenliğini sınırlandırarak kontrolü sağlamaya çalışıyordu. Araplar yine de 1936'da ayaklandı ve Britanya isyanı ancak İkinci Dünya Savaşı başlarken dindirebildi. Mavera-i Ürdün, Ürdün olarak 1946'da bağımsızlık kazandı; bu sırada Holokost'a gösterilen tepki BM'nin İsrail'in 1947'deki kuruluşunu desteklemesine yol açtı, sınır dışı edilen yüz binlerce Arap bir anda mülteci oldu. Birleşik Krallık 1948'de bölgeden çekildiğinde Arap Birliği altında birleşen çevredeki devletler saldırıya geçti. Savaş BM'nin müdahalesine rağmen 1949'a kadar sürdü ve kazanan İsrail kısa sürede akın akın dünyanın dört bir yanından gelen Yahudilere ev sahipliği yaptı.
Reklam
Filistin'in umudu Anadolu, ümmetin bütün beklentisi aziz Türk Milleti... Gerçekten de tarihi realite ve sosyolojik bir takım âmiller incelendiğinde görülecek gerçek şudur ki, "Kudüs Anadolu'yu bekliyor." Zira İslâm âleminin beyni Türkiye'dir. Bu beyin bir asırdır sürekli uyuşturulmaya çalışılmakta, böylece hakiki işlevinden ve çalışma sisteminden uzaklaştırılmak istenmektedir, bu sebepten narkozun tesiri kusmen' de olsa devam etmekte, böylece mazlum coğrafya 'başsız' ve sahipsiz kalmaya devam etmektedir.
Sayfa 129 - UHİMKitabı okudu
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 3 days
İnceleme
Radva Aşur, Filistin'in İsrail tarafından işgalini konu alan, göç, katliam, kayıp, yurt özlemi, gurbet, ölüm, gibi temaları roman kahramanı Rukayye'nin gözünden aktarır. Yurtlarından sürülmek zorunda bırakılan kadınların evinin anahtarını boyunlarına asıp ömür boyunca hiç çıkarmaması beni çok duygulandırdı. O aidiyet duygusu, bir gün vatanına, yuvasına dönebilme umudu roman boyunca sürüyor. Roman ilerledikçe o savaş psikolojisini hep üzerinizde hissedeceksiniz. Düşen bombalardan biri de yüreğinize düşmüş olacak. İçim fazlasıyla sızladı okurken. İnsanların alışmak zorunda olduğu acıları gördükçe tüylerim ürperdi. Hep mi kötü şeyler, hep mi zulüm diyip zaman zaman ara verdiğim oldu. Anlatılanlar ne kadar kurgu olsa da, gerçek dünyada yaşanan acıların bir sesi olmuş adeta. Kitabın okurlara yaptığı jest ise sayfadaki karekodları telefonunuza okuttuğunuzda dinleyebileceğiniz Filistin türküleri, şarkıları. Keşke birçok kitapta bunu yapsalar. Kitabı okumadan önce acıya, hüzne, hazır olun. Benden bu kadar.
Tanturalı Kadın
Tanturalı KadınRadva Aşur · Ketebe Yayınevi · 2023165 okunma
Taş diyerek geçme kardeşim Bilmez misin üç harfte neler yatar İsrail'in korkusu, Filistin'in umudu Hz, davut calut'u taşla yere sermemiş miydi Hz, Süleyman şeytani taşlamamiş mıydı Ebabilleri görmedin mi Ebrehe ordusuna neler yaptığını Neden İsrail'de yıkılmasın bir taşla Neden bir taş ile umutlar yeşermesin M.demiral
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.