Cezaevi Karacaahmet’e yakın, üzülecek hiçbir şey yok. Her şey düzelir, hele Filiz hiç üzülmesin. Okullar başlamadan çıkarım. Yeni davalar o kadar ehemmiyetli değil. Siz gelirken bana şunları getirin:
1 – Pijama, eski sarı ayakkabılar, mayo, çamaşır.
2 – Şu kitaplar:
a) Misafir odasındaki raftan:
Bros: Der Pharao64
Ehrenburg: Der Fall von Paris65
b) Oturma odasındaki raftan:
Steinbeck: Früchte das Zorns66
Norah Lofts: Hölle der Barmherzigkeit.67
64 Bros, Firavun
65 İlya Ehrenburg, Paris Düşerken.
66 John Steinbeck, Gazap Üzümleri.
67 Norah Lofts, Merhamet Cehennemi.
Sayfa 156 - YKY Yayınları
Okumaya ve hayatın aslını yaşamaya karşı, doymaz bir açlığı olan Sabahattin Ali, kısacık ömrüne bu yüzden üç ömürlük bilgi, deneyim, kültür, sevgi ve sanat ürünü sığdırabilmişti belki de.
Sayfa 27 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Türkiye'de siyasal cinayetlere kurban giden değerli insanların ne ilki ne de sonuncusuydu babam. Tanrılar kana doymayacaklar mıydı?
Sayfa 9 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Babamın sözünü tuttum ve uzun zaman hiç üzülmemiş gibi yaptım.
Sayfa 9 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Hicran gene hicran mı bu aşkın sonu söyle..."
Sayfa 131Kitabı okudu
Hangi koşulda olursa olsun doğanın ve özellikle dağların sesi onu çağırmakta hep.
Sayfa 106Kitabı okudu
Sabahattin Ali;
"Hiç vazgeçmediği bir alışkanlığı vardı: Cebinde daima bir kitap bulundurur, boş kaldığı anda okumaya dalardı..."
"Kafasi devamlı bir arayış içindeydi. Bir dinamoydu sanki. Son derece yoğun bir ritim içinde yaşardı."
" Ben yazılarımı çok severim, yegâne zayıf tarafım da budur, söz aramızda belli etmesem bile yazılarımı beğenmeyenlere fena halde kızarım..."