Fırat Eren Beden

Fırat Eren Beden
@firaterenbeden
There is only one thing missing in the world,love…
Anne ve babanın zulmü her zaman fiziksel bir şekilde olmaz(ne var ki dünyanın yüzde 90'ı çocukken dayak yemiştir); zulüm,şefkatin ve iletişimin eksikliği,çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmaması,ruhsal acılarına kayıtsızlık,anlamsız ve sapıkça cezalandırma,cinsel istismar,çocuğun koşulsuz sevgisinin sömürülmesi,duygusal şantaj,çocuğun benliğinin
Sayfa 208 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anne babalar tokatların ve şaplakların can acıtmadığını düşünürler.Böylesi bir muamele,çocuklar üzerine belirli değerleri empoze etmek için yapılır.Çocuklar da kendilerine inanmayı bırakırlar.Hatta bazıları bütün bunlara gülüp geçmeyi ve hissettikleri aşağılanma duygusunun verdiği acıyla dalga geçmeyi öğrenirler.Yetişkinler olarak bu alaya alma işine sarılır,kendi kinizmlerinden gurur duyarlar,hatta kimi zaman bundan bir edebiyat yaratırlar;tıpkı James Joyce,Frank McCourt ve pek çok yazarın yaptığı gibi.Gerçek duyguların bastırılmasının kaçınılmaz sonuçları olan anksiyete ve depresyon yaşasalar,en azından bir süre için faydası dokunacak ilaçlar verebilecek doktorları kolayca bulurlar.Böylece geçmişten kaynaklanan duygulara karşı denenmiş ve başarılı olmuş şifa yöntemi olan kendilerine yönelik kinayelerini sürdürebilirler.Böylece anne babalarına dikkatli muamele edilmesine azami önem veren bir toplumun taleplerini karşılamış olurlar.
Sayfa 201 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Ebeveynimize hayatımız boyunca hürmet göstermemiz gerektiği fikri,iki temel üzerine inşa edilmiştir:İlki, ağır sapıklık şekline bürünebilecek mazoşistik davranışta tezahür eden suistimal edilen çocuğun kendisine eziyet edenlere(yıkıcı) bağlılığıdır.İkincisi ise,bize ne yapmış olurlarsa olsunlar,anne babalarımızın hak ettikleri hürmeti onlara göstermediğimiz takdirde bizi binlerce yıldır erken ölmekle tehdit eden geleneksel ahlaktır
Sayfa 195 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Suni olarak üretilen olumlu duygular, yalnızca kısa süreli olmakla kalmaz,ayrıca anne ve babamızın bir gün iyi yanını göstereceği umudunu yaratarak bizi o umut besleyen çocuk durumunda bırakır.Böylece bununla bağlantılı öfkeyi ya da korkuyu hissetme gereğini ortadan kaldırır.Ancak gerçek yetişkinliğe erişmek ve mevcut gerçekliğimizde yaşamak istiyorsak,bu yanılsamalı beklentilerden kendimizi kurtarmalıyız(ve kurtarabiliriz de).Bunu yapabilmek için, sözde olumsuz duygularımızı -çabucak ve en etkili biçimde bastırmaya çalışmak yerine- kabul etmemiz ve onları anlamlı duygulara dönüştürmemiz gerekir.
Sayfa 158 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Mahkemelerin artık şunu anlamaları gerekiyor:Seri katliamlarda etkili olan güç,yok sayılan,ihmal edilen ve hayatı boyunca iktidarsızlığa mahkum edilen bir çocuğun hissettiği her şeye gücü yetme arzusudur.İktidarsızlık duygusunun ensest tecrübesiyle bağlantılı olmadığı sürece,cinsellikle ilgisi çok azdır.
Sayfa 131 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nefretin bizi hasta ettiği doğru değildir.Bastırılan,bağlarından kopan duygular bizi hasta edebilir ancak ifade edebildiğimiz bilinçli duygular bizi hasta etmez.
Sayfa 113 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Başka birini memnun etmeye çalıştığımız sürece asla doğru şeyi yapamayız.Yalnızca olduğumuz gibi olabiliriz ve anne babamızı bizi sevmeye zorlayamayız.Yalnızca çocuklarının taktığı maskeyi sevebilen anne babalar vardır.Çocuk o maskeyi çıkardığı zaman, sıklıkla şu cümleyi söylediklerini duyarız:"Senden bütün istediğim,eskisi gibi olman."
Sayfa 109 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Hitler,kendi davranışlarıyla dünyaya babasının nasıl bir insan olduğunu ve çocukken ondan çektiklerini göstermiştir:Yıkıcı,merhametsiz, gösteriş budalası, acımasız,kibirli, sapkın,kendini beğenmiş,basiretsiz ve aptaldı.Farkında olmadan babasının teşkil ettiği örneğe sadıktı ve onu taklit ediyordu.Aynı sebepten ötürü Stalin,Mussolini,Çavuşesku,İdi Amin ve Saddam Hüseyin gibi diktatörler çok benzer bir şekilde hareket ediyorlardı.Saddam'ın yaşam öyküsü,çocuklukta aşırı derecede aşağılanmanın, acısını ileride binlerce kurbandan nasıl çıkardığına dair çarpıcı bir örnektir.Bu gerçeklerden ders çıkarmayı reddetmek anlamsız olabilir,ancak bu reddin sebeplerini belirlemek zordur.
Sayfa 85 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Benzer kaderleri olan sayısız insan vardır.Ancak şimdiye kadar hayatlarındaki travmaları ele aldığım yazarlar dünyaca ünlüler,bu yüzden onlar hakkında söylediklerimin doğruluğu,yazarların yapıtları ve yaşam öyküleri incelendiğinde teyit edilebilir.Bu yazarların ortak noktası, Dördüncü Emir'e büyük bir sadakatle bağlı olmalarıdır.Hepsi hayatları boyunca anne babalarına -kendilerine tahmin edilemeyecek kadar çok zarar vermiş olsalar da- hürmet etmişlerdir.Ebeveynine saygı gösterme uğruna hakikate ulaşma,kendilerine sadık olma,samimi iletişim, anlayış ve takdir görme arzularını feda etmişlerdir ve bütün bunları sevgi görme ve reddedilmeme umuduyla yapmışlardır.
Sayfa 75 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Her şeye rağmen,anne babalarımıza ve onların ebeveynine ya da onların yerindeki kişilere -bize ettikleri muamele saf eziyet olsa dahi- bir minnet borcu duymamız gayet normaldir.Anladığımız kadarıyla bu duygu,ahlakın vazgeçilmez bir parçasıdır.Ancak samimi duygularımızı ve kendi hakikatimizi, taşsız bir mezara gömmemize sebep olan bir ahlak türüdür bu.Ağır hastalıklar,erken yaşta ölüm ve intihar aslında gerçek hayatlarımızı boğsalar da ahlâk dediğimiz kurallara boyun eğmemizin mantıklı sonuçlarıdır.Hayatın kendisi yerine,bu kuralları yüceltmeye devam ettiğimiz sürece, dünyanın her yerinde durum böyle olmayı sürdürecektir.Beden, böylesi bir muameleye isyan eder,ancak onun konuştuğu tek dil , hastalık dilidir.Çocukluktaki gerçek duyguların reddedildiği fark edilmedikçe de nadiren anlaşılan bir dildir bu.
Sayfa 61 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tanrı'yı, isyankarlığım ve hüsranım için beni cezalandırmasın da her şeyi affeden bir sevgi ile beni ödüllendirsin diye sevmek zorunda olma yönündeki tuhaf inanç,çocuksu bağımlılığımızın ve güvensizliğimizin bir ifadesi ve tıpkı anne-babalarımız gibi, Tanrı'nın da bizim sevgimize ümitsizce muhtaç olduğu varsayımı haline gelir.Ancak bu tamamıyla tuhaf bir düşünce değil midir?Ahlakın dikte ettiği gerçek olmayan duygulara muhtaç daha üstün bir varlık, hüsrana uğramış ve yönünü şaşırmış ebeveynimizin sergilediği güvensizliği fazlasıyla andırır.Böylesi bir varlığa,ancak kendi ebeveynini hiç sorgulamamış ve onlara olan bağımlılığı hakkında hiç düşünmemiş insanlar Tanrı diyebilir.
Sayfa 34 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Seyrettiğim bir televizyon programında çeşitli dinlerin temsilcileri,bizlere ne yapmış olurlarsa olsunlar,anne-babalarımıza hürmet etmemiz gerektiğini ileri sürüyorlardı.Bu yolla çocukların ebeveynine olan bağımlılıkları pekiştirilir ve bu ilkeye inananlar, yetişkinler olarak kendilerini bu döngüden tamamıyla kurtarmalarının mümkün olduğu gerçeğinden bihaber olmayı sürdürürler.
Sayfa 33 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Bedenin nefes alma, dolaşım,sindirim gibi işlevleri ahlak kurallarına değil, yalnızca gerçekten hissettiğimiz duygulara tepki gösterir.Beden,gerçeklere göre yaşar.
Sayfa 29 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Tecrübelerim bana şunu öğretmiştir;kendi bedenim,daha fazla özerklik ve özgüven kazanmamı sağlayan bütün gerekli bilgilerin kaynağıdır.Yalnızca çok uzun süre içimde hapsolmuş duyguları hissetmeme izin verdiğim zaman,geçmişimden kurtulmaya başladım.Hakiki duygular asla zorla hissedilmez.Yalnızca varlardır ve var olmalarının bir sebebi vardır,bu sebep çoğunlukla gizli olsa da
Sayfa 15 - Okuyan Us YayınlarıKitabı okudu
Hiç kimse siz izin vermediğiniz sürece size kendinizi kötü hissettiremez.
Sayfa 82 - Günçe YayınlarıKitabı okudu
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.