Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Orhan Pamuk ile tanışmam ilk bu kitap ile oldu ve kitabı bitirdiğimde bu tanışma bu kadar olduğu için içten içe kendime kızdım. Çok yalın, anlaşılır ve sade dili kitabın daha akıcı gitmesini sağlıyor. 80'lerdeki Türkiye yi yüzeysel bir şekilde kahramanlarla göz önüne seriyor. Orhan Pamuk kitabında Sophokles'in Kral Oidipusu, Firdevsi'nin Şehnameyi farklı dönemlerde farklı coğrafi bölgelerde ele almış olmalarına rağmen aslında bu eserlerin çok eskilerde kalıp unutulmadığını, günümüzde sadece isim ve sıfat değiştirerek halâ aramızda yaşadıklarını bize hatırlatıyor. Unutulmaya yüz tutmuş, gerçekliğinden kaçtıkları olayları insanlara tekrar hatırlatmış. Kitapta yer alan Mahmut Usta'nın anlattığı kıssadan hisseleri de kitaba renk katıyor. Başta büyük bir puzzle'ın parçaları gibi başlayan kitap, ilerledikçe geçmişi şimdiye katarak bir çığ halini alıp sonunda bir bütün olarak karşımıza çıkınca aslında anlıyoruz ki şunu hatırlatmak istiyor; Tarih tekerrürden ibarettir ve insan kaderinden kaçamaz. Baba-oğul ilişkisi, insanın doğasındaki bireycilik güdüsü çok başarılı bir şekilde ele alınmış. Halâ okumadıysanız geç değil.
Keyifli okumalar! :)
204 syf.
9/10 puan verdi
Ve Kırmızı Saçlı Kadın.
Orhan Pamuk'un okuduğum ilk romanı.
Öncelikle tartışmalar içinde olan bu romanın önyargısız bir şekilde okunmasını tavsiye ediyorum. Kitabın dili oldukça sade ve akıcı. Kitapta Doğu ve Batı kültürlerinin karşılaştırılması hakim. Sadece bu değil kitapta aşk, kıskançlık ve sorumluluk duygularıda mevcut. Babasız hayata
204 syf.
9/10 puan verdi
Kafamda Bir Tuhaflık romanı ve Kırmızı Saçlı Kadın Orhan Pamuk'un diğer kitaplarının yanında çok farklı bir yere sahip. Kafamda bir Tuhaflık'ta Mevlüt kahramanı üzerinden İstanbul'un değişimini ve hızla şehrin dokusunu kaybetmesini ele alırken, bu romanda da Cem üzerinden İstanbul'un değişimi ve kahramanımızın yıllar önce bir yaz bulunduğu Öngören semtinin yıllar sonra nasıl hoyratça yağmalandığını ele alıyor.
Kırmızı Saçlı Kadın, üç bölümden oluşuyor.Roman bu yönüyle üç ayrı bölüm, üç ayrı aksiyon ve sese bölünmüş âdeta.Kitabı bitirdiğinizde anlatıcı Cem miydi? Enver miydi? Yoksa Kırmızı saçlı kadın mıydı sorularını yöneltiyorsunuz. Bu kitapta kuyu meteforu üzerinden geçmişimiz, ortak günahlarımız, acımasızlığımız ve yitip giden değerlerimiz işleniyor. Kuyu derinleştikçe biz de bu derinlikten uzak geçmişe ve yakın geçmişe doğru yol alıyoruz. Kitap aynı zamanda Sophokles'in Kral Oidipus ve Firdevsi'nin Şehname'sindeki Rüstem ve Sührap üzerinden doğu ve batı toplumlarının baba figürüne bakış açısına oldukça şaşırtıcı bakış geliştiriyor.
Diğer kitapta bozacılık mesleğinin yok oluşuna tanık olurken yazarın bu romanında eskilerde oldukça popüler olan kuyuculuk mesleğinin yok oluşunu izliyoruz.
Kafamda Bir Tuhaflık ve Kırmızı Saçlı Kadın romanlarının yazarın yeni bir roman dili geliştirdiğine tanık olması açısından mutlak okunması gerekli iki kitap olduğunu düşünüyorum.
Bir gencin ilk aşkını anlatırken dünya deviniminde yitip giden kültürel değerleri, meslekleri, efsaneleri, yapısal değerleri ustalıkla ele almış yazar.
Babasız büyüyen bir çocuğun kendisine baba arayışları, içinde özlem duyduğu bir baba figürü var kitapta. Ustasını baba olarak görüp onu hem sever hem de korkar Cem.
Sophokles'in Kral Oidipus ve
Bir Pamuk klasiği daha okudum. Ve bu da sarıp sarmaladı beni.
"Kırmızı Saçlı Kadın" olan "Gülcihan" ile "Cem Bey'in" Öngören'de yaşadığı aşk ve baba oğul katilliği ile oğul baba katilliği konu alınmış. Firdevsi'nin yazdığı Şehname eserindeki Rüstem ile Sührab ve Kral Oidipuis'un baba ve oğul hüsranlarıyla harmalanmış bu hikaye.
Akşam vakti daha detaylı bir yorum yazacağım....
Kitap, lise öğrencisi Cem'in babasının evi terk etmesi ile değişen hayatını anlatıyor. Baba ile oğul arasındaki ilişkiyi batıdan Sophokles'in Kral Oidipus da oğulun babasını öldürmesi, Firdevsi'nin Rüstem ile Suhrap da babanın oğlunu öldürmesi karşılaştırma yapılarak anlatılıyor. Kitabın akıcı bir anlatımı var, tavsiye ederim.
204 syf.
9/10 puan verdi
İlk Orhan Pamuk kitabım :) Kurgusu genel olarak Sigmund Freud'un Oidipus Kompleksi üzerine kurulmuş. Kitap Sophokles'in "Kral Oidipus" ve Firdevsi'nin "Rüstem ile Sührab" efsaneleriyle, doğu-batı kültürünün karşılaştırılması şeklinde ilerliyor.
Baba-oğul ilişkisi, İstanbul'un hızla büyümesi, kuyuculuk mesleğinin zamanla yok olması, uzak-yakın tarihten örnekler gibi konularla dolu dolu bir kitap olmuş keyifle okudum. Okurken durup uzun uzun düşündürüyor yazar.
Yalnız belirtmeden geçemeyeceğim ve okurken beni rahatsız eden bir durum var, yazarın yoğun bir şekilde "bazan" kelimesini kullanması. Özellikle kitabın ilk 60 sayfasında okumamı bir hayli zorlaştırdı. Resmen gözüme battı o kelime. Takıntılı olmak çok kötü :(
Kitabın fazlaca eleştirilmesi Orhan Pamuk'la daha erken tanışmamı sağladı. Tek bir paragrafın 204 sayfalık bir kitabı yerden yere vurmaya yetiyor malesef ülkemizde.
Orhan Pamuk'a ya da bu kitaba önyargınız varsa okumayın. Kendinize de bu kitaba da yazık etmeyin. :)
Kafamda Bir Tuhaflık romanı ve Kırmızı Saçlı Kadın Orhan Pamuk'un diğer kitaplarının yanında çok farklı bir yere sahip. Kafamda bir Tuhaflık'ta Mevlüt kahramanı üzerinden İstanbul'un değişimini ve hızla şehrin dokusunu kaybetmesini ele alırken, bu romanda da Cem üzerinden İstanbul'un değişimi ve kahramanımızın yıllar önce bir yaz bulunduğu Öngören semtinin yıllar sonra nasıl hoyratça yağmalandığını ele alıyor.
Kırmızı Saçlı Kadın, üç bölümden oluşuyor.Roman bu yönüyle üç ayrı bölüm, üç ayrı aksiyon ve sese bölünmüş âdeta.Kitabı bitirdiğinizde anlatıcı Cem miydi? Enver miydi? Yoksa Kırmızı saçlı kadın mıydı sorularını yöneltiyorsunuz. Bu kitapta kuyu meteforu üzerinden geçmişimiz, ortak günahlarımız, acımasızlığımız ve yitip giden değerlerimiz işleniyor. Kuyu derinleştikçe biz de bu derinlikten uzak geçmişe ve yakın geçmişe doğru yol alıyoruz. Kitap aynı zamanda Sophokles'in Kral Oidipus ve Firdevsi'nin Şehname'sindeki Rüstem ve Sührap üzerinden doğu ve batı toplumlarının baba figürüne bakış açısına oldukça şaşırtıcı bakış geliştiriyor.
Diğer kitapta bozacılık mesleğinin yok oluşuna tanık olurken yazarın bu romanında eskilerde oldukça popüler olan kuyuculuk mesleğinin yok oluşunu izliyoruz.
Kafamda Bir Tuhaflık ve Kırmızı Saçlı Kadın romanlarının yazarın yeni bir roman dili geliştirdiğine tanık olması açısından mutlak okunması gerekli iki kitap olduğunu düşünüyorum.
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
