Başında dönen gök bir bela göğü haline geldiği için yine pek çok kayıp verdiler.
Şu zaman denilen şey ne tuhaftır; asla bir kararda durmaz, insanı bazen eğlendirir bazen savaştırır… Şu ortada duran eşyayı ondan alır buna verir. İnsana bazen lanet eder, bazen merhamet gösterir… Birinin topladığı maldan, bir başkası faydalanır.
Size yaşamak için şimdiye kadar verdiğim mühlet yeter!
Canım da yüreğim de buyruğundadır; ruhum elinde bir emanettir.
Bizim erlerimizin sayısı yüz binden de fazla olduğu halde, neden bir kişiden bu kadar korkup ıstırap içinde kalalım ve daha ölmeden ölmüşe dönelim?
Bütün ömrümce kin peşinde koşup durdum.
İşte şimdi gördün, onların okları bile bizim mızraklarımız kadar; karşılarında dağlar bile dayanamaz!
Çünkü dünyanın işi baştan başa yalancılık ve düzenbazlıktır. Onda felaketten başka bir şey yoktur. Sana hazineler de bağışlasa yine sonu gelmez. İnsanların bazısını servete boğar, bazısını fakirliğe düşürür; bazısını şerefle yüceltir, bazısını da utanca boğar. Fakat insan nasıl yaşarsa yaşasın, sonunda buradan gitmek mukadderdir.
Canın şen, tenin esen olsun! Her zaman başın dinç kalsın, gönlün keder yüzü görmesin, kötülüğünü isteyenlerin kötülüğü senden ırak olsun!
Hiç kimse bilmez ki: ben acaba hâlâ yaşıyor muyum, yoksa toprağın altında mıyım?
Sen dünyada ebedi ol; iyi bir ad kazanmak, şu iğreti dünyadan hayırlıdır.
Kahramanların ellerinden ağır gürzlerin yağdığı bir sırada, ne taş dayanır ne de örs!
Yeryüzünde saadeti ve rahat yaşamayı sağlamak isteyen biriyle savaşmak iyi bir şey değildir.
Artık savaşmak ve çekişmek denilen şey yeryüzünden yok olsun!