Sana göre insan nedir?
Bir kere insan ne demektir? insan denilince ne anlaşılır? Bunu biraz düşünsen..
İnsan, şu gördüğün düşkün yaratıkmıdır sadece? Sen onun bu halinden başka bir şeyini bilmez misin?Oysa seni iki cihanın özü olarak yarattılar ve bunca yolla büyütüp yetiştirdiler. Sen yeryüzüne diğer yaratıklardan sonra gelmiş olsan da hepsinden öncesin,vaktini boş şeylerle geçirme
Sayfa 51 - Kabalcı
Harika bir cevap olmuş
(...) şüphesiz en meşhuru İran asıllı olan Firdevsî'dir. Osmanlı tarih yazıcılığında da büyük etkisi olan bu büyük şairin 60.000 beyitten meydana gelen Şehname adlı eserini Sultan Mahmud'a sunmuş ancak daha sonrasında Sultan Mahmud'un eseri için 60.000 gümüş vermesi üzerine, kızarak sultanın aleyhine hicviyeler kaleme almıştır.
Biraz ağır olmuş :)
Tanrı'nın varlığına inanmayan bir kimse, yemeğe de, oturmağa da, uyumağa da layık değildir.
Onun yüreği kör ve kafası da akılsızdır. Akıllı olanlar, onu insandan saymazlar.
Suda da, toprakta da onun varlığının belgeleri vardır. Yanlış edindiğin bilgilerle, kendini sapıklığın karanlık çukuruna atma !
Bu gece bana uyku, rahat ve yiyip içme yok.
...Siyavuş'un kanıyla ıslanan o kıraç toprakların, kan kırmızı,gür bir bitki ile örtülmüş olduğunu gördüler.
Gözlerine inanamayan o insanlar gibi, biz de, şimdi bu bitkiye "Kardeşkanı" diyoruz.
Sayfa 103Kitabı okudu
Firdevsi ve Homeros milletlerinin geçmişinden kalan bakiye ve tortuyu, zaman harmanından destan rüzgarıyla savura toplaya, İran'a ve Yunan'a kıyametlik bir ömür sağladılar.
Bir bakıma destan devri geçmiş olabilir. Ama ölüm-kalım anlarında kütlelere can bağışlayan iman devri, kıyamete kadar insan oğlunun salınıp gezeceği bir meydan olarak sahibini beklemektedir.
Ey, dünya! Sen baştan başa ıstırapla dolusun, saadetten yana bomboşsun; hiçbir akıllı kimse sende mesut olamamıştır.
“Bir kere, insan ne demektir? İnsan denilince ne anlaşılır? Şunu biraz düşünsen..”
Feleğin sınavından kim yakasını kurtarabilir ki?
Bir inişi indikten sonra, karşımıza muhakkak bir yokuş çıkar!
Dünya sana ne sevgi ve bağlılık gösterir, ne de hakikî yüzünü...