Oturmak Saatlerce
Toprağın bize bakarken Anlıyorduk sevmediğini ölümü Geçer diye bekliyorduk fırtına Şimşekler nakış oldu ellerimizde Oturduğumuzu bilmeden bir gülün üzerinde Geceyi aldatmışız yıldızlara bakarken Bütün yaptığımız saati kurcalamak Oturmak kırık bir terazinin Ağlayan kefesinde Sen ve ben Gülü ezmiş, yıldızları kanatmış Geceyi yakmışız aşkın kirpiklerinde
Sayfa 35
Ah Didem Madak!!
Uyuyamadığım gecelerin sabahında Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları Fırtına ters çevrilen şemsiyelere benzerdi Duaya açılan avuçlarım Avuçlarıma kar yağardı Kimi zaman tipi… Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım. Birkaç kış geçti Pollyanna Ben hep mahzun kaldım. Kocaman bir kardan adam yaptı içime bir çocuk şair Tuhaf şarkılar mırıldanarak: Şiirime kenar süsü olsam ben Bir kenar süsünün gülü olsam ben Sarı deftere tuttuğum bir günlük Aşk olsam ben…
Reklam
"Bir şiir kitabı var ki, 'Yaban gülünü dalında bırakmak gerekir,' diyor bize. Orada açmaya devam edecektir; ama birisi onu koparacak olursa, birkaç saatte solacaktır." Hal bu sözlerle sohbeti devam ettirmeyi amaçlamıştı sadece. Ama kızın cevabı bu tanışmanın gidişatını değiştirdi. "Asla emin olamazsın, genç adam. Belki bu gece bir fırtına çıkabilir ve onu paramparça edebilir. Belki onu koparıp mutlu olman için oradaydı o yaban gülü."
E-Pub, KindleKitabı okudu
_Hangi uğursuz yıldızın etkisi altında doğmuş olmalıyım? _Dünyanıza sıçayım, adaletinize sıçayım, aile kavramınıza sıçayım. İkiyüzlü kıçlar, yalancı götler ve gıllolar. _Eğer bir cinayet için söz verilmişse yeminden geri dönmek erdemdir. _Her şeyi yaşamayan hiçbir şeyi yaşamamış demektir. _Her şeytanlıktan bir iyilik doğar. Dengenin
_Buda: ( Gerçeğin dikenli yollarında sevinçle yürümek isteyenlere ) _Sizden inanmanız beklenen şeyleri sorgulayın. Aklınla uzlaşmıyorsa hiçbir şeye inanma; onu ben demiş olsam bile. Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın
Muhabbet kuşumuz öldü Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna Uyuyamadığım gecelerin sabahında Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları Fırtına ters çevrilen şemsiyelere
Reklam
Can denizi ortasında Ne sonlarda ne baştayız. Fırtına koptu kopacak, Biz beyhude uğraştayız.
Sayfa 33 - Nar YayınlarıKitabı okudu
İÇLERİNDE TOPRAK VARDI, ve kazıyorlardı. Ha bire kazıyorlardı, böyle geçerdi geceleri, gündüzleri. Ve övgü yağdırmazlardı Tanrı’ya söylentiye göre, tüm bunları dileyen, söylentiye göre, tüm bunları bilen. Kazıyorlardı ve hiçbir şey duymazlardı; akıllanmadılar, bir türkü icad etmediler, bir dil de bulamadılar kendilerine göre. Kazıyorlardı. Bir sessizlik oldu, bir de fırtına, tüm denizler geldi. Kazıyorum, kazıyorsun, kazıyor solucan da, Ve orda türkü söyleyen der: Kazıyorlar. Ey biri, ey hiçbiri, ey hiçkimse, ey sen: Nereye gidilirdi, hiçbir yere gitmezken? Ey sen ki kazıyorsun, ve ben kazıyorum kendimi sana ve bir yüzük doğuyor parmağımızda.
Sayfa 7
52 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.