Kazdılar, hep kazdılar, böyle geçti
günleri, geceleri. Ve övgüler düzmediler Tanrı’ya,
o ki, duyduklarına göre, istemişti bütün bunları,
o ki, duyduklarına göre, biliyordu bütün bunları.
Kazdılar ve artık hiçbir şey duymadılar;
bilgeleşmediler, ne bir şarkı bestelediler,
ne de bir dil yarattılar.
Hep kazdılar.
Sessizlik geldi, sonra bir de fırtına,
bütün denizler geldiler.
Ben kazıyorum, sen kazıyorsun, kurtçuk da,
ve orada şarkı söyleyen, diyor ki: Onlar kazıyorlar.
Ey biri, ey kimse, ey hiçbiri, ey sen:
Nereyeydi, hiçbir yere gitmediğine göre, o yol?
Sen kazıyorsun ve ben kazıyorum ve ben kazarak sana
uzanıyorum,
ve parmakta bir yüzük uyanıyor bizim için.