Yakınlığı belirleyen şey zaman ya da imkan değildir; sadece karakterdir. Bazen yedi yıl yetmez bazı insanların birbirini tanımasına, ama bazılarına da yedi gün rahat rahat yeter.
Yapılan çalışma, çocukların bizden farklı düşündüğünü ve bilişsel yapılarının sıralı değil paralel işlev gördüğünü kanıtlıyor. Bu bağlamda, çocukların ilk kez başına oturdukları bir oyunu hemen oynamaya çalıştıklarını, yapamadıkları ya da anlamadıkları bir yer olursa başa dönüp bilgilendirme kısmını okudukları gözlemlenmiştir. Yetişkinlerde ise durum tam aksidir; önce kılavuzu okudukları, oyunun kurallarını anladıktan sonra oyuna başladıkları görülmüştür.
Radyonun ilk zamanlarında onun "uykusuzluğu artırdığı", çizgi romanların popülerleşmeye başladığı dönemlerde onun "çocukları suça yönelttiği", televizyon evlerimize girmeye başladığı günlerde ise "çocukların artık evden çıkmak istemeyecekleri" söylenmişti. Daha gerilere gidersek, 16. yüzyılda kitaplar yaygınlaşmaya başlayınca birçok insan kitapların unutkanlığa yol açacağını çünkü artık hiçbir şeyi hafızada tutmak gerekmeyeceğini iddia etmişti