"İnsanın egemen olmaktan ya da hizmet görmekten vazgeçemeyeceğini biliyorum. Her insanın temiz hava gibi kölelere gereksinimi vardır. Kumanda etmek soluk almak demektir, bu kanıdasınız, değil mi? En nasipsizler bile soluk almayı başarır. Toplumsal merdivenin en altında bulunan kimsenin bile bir eşi ya da çocuğu vardır. Kısacası, asıl olan, karşıdakinin yanıt verme hakkı olmaksızın insanın kızabilmesidir. "Babaya yanıt verilmez." formülünü bilirsiniz, değil mi? Bir anlamda bu formül tuhaftır. Sevilen kişiye değil de kime yanıt verilir bu dünyada? Bir başka anlamda da inandırıcıdır bu. Birinin son sözü söylemesi gerekir. Yoksa, her nedene karşı bir başka neden söylemesi gerekir."
-“Yanlış formülle doğru sonucu bulamazsın evlât.”
-“Nedir o zaman formül?”
-“İki günlük dünyaya ‘asırlık’ değer vermemek…”
-“Çok mu değer veriyoruz?”
-“Her şeyin fazlasını istiyoruz. Daha çok para, daha çok yaşam, daha çok anı…”
-“Aç gözlü müyüz?”
-“Cahiliz.”
-“Ne yapmalıyız peki?”
-“Büyük şeyler istemeliyiz Rabbimizden.”
-“Bunlar küçük şeyler mi?”
-“Elbette.” dedi ihtiyar. “Daha büyük ve daha önemli şeyler istemeli. Ufkumuz genişlerse dualarımızda genişler.”
-“Dualarımız genişlerse?”
-“Daha çok ‘insan gibi’ yaşamaya başlarız.”
Kitapta dindar olmayan bir yahudi, Eistaine (bazılarına göre deist) yaradılışı incil üzerinden araştırıyor. Yani denilene göre Eistaine incildeki tanrıyı aramıyor ama onu incilde arıyor. Burada kurgusal bir hata var bence. Bu formül madem tanrının varlığını ispatlıyor neden bu kadar karışık şifrelenmiş ve bunca yıl saklanmış? (Böyle bir formül olsa saklamak şöyle dursun her yerde yazılı olurdu ya neyse, kitap içinde buna tatmin etmeyici bir cevap verilmiş.)Kitabın sonuda beni çok tatmin etmedi. Öte yandan kitapta kuantum ve atom fiziği hakkında gerçek bilgiler herkesçe anlaşılır şekilde anlatılmış bu kısımları size keyifli gelecektir.
Esasında Çiftçi geçim problemini problemin kendisinden çok daha karmaşık olan bir formül ile çözmeye çalışıyor başka bir değişle o ayakkabısına aldığı bağcık parasını ödeyebilmek için muazzam bir riskin altına girerek bir sürü Çiftlik hayvanı alıyor yani maddi bağımsızlığı ve rahatlığı yakalamak için dikkatlice kurduğu yaylı kapana dikkatsizce kendi ayağını kaptırıyor Bu yüzden de hep fakir kalıyor ve vahşiler Binbir Çeşit rahatlık içerisinde yaşarken geriye kalan herkes de benzer bir sebepten ötürü fakir yaşıyor
Saygıdeğer karıncalar gözlerini yuvada açar, besbelli orada
kaparlar; bu müspet ve sebatkâr davranışlarıyla da büyük bir
onuru hak ederler. Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir
yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil,
gayeye giden yolu sever. Kim bilir (emin olamayız tabii) belki
de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu
gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle
hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir
formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat
değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki
kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan
bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler
aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek
şeyi kalmayacağını bilmektedir.
"Şimdi sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi gerekiyor mu?" diye sormuş Nazım Hikmet. Hâlbuki bugünün aşklarını görse ne derdi acaba? Bugün ellerde teraziler,âdeta gramla tartılıyor aşk. 160 gram sevgiye karşılık 160 gram sevgi alınabilirmiş gibi,herkes verdiği kadarını istiyor. Seven kişi mutlak itaat ve mutlak hakimiyet bekliyor. Zihinlerde bir denklem var sanki. Denklem karşılanmadı mı tüm formül bozuluyor. Ve işte o zaman bir de bakmışsınız ki aşk bitmiş, nefret başlıyor..
Ben bir zaman kaybıyım, beni boşver hocam
Düşlerimden geçenleri kitaplarda bulamıycam
Hangi deniz nereye dökülüyor bana ne
Ben içimde boğulurken
Hala aşkın olduğu yer varsa söyle
Dokunulmazsam ölücem
Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz
Bu matematik bizi kandırıyor hocam
Elde var sorular, gözyaşları, boş umutlar
Hesaplar tutmaz, tutmaz hocam
Şu hayat bilgisi ne ağır dersmiş hocam
Düşündüm, kararlıyım ben adam olamıycam
Madem her şey basit bi formül
Mutluluğu söylesin bakalım neymiş kimya
Benim kimyam feci halde bozuldu
Anlamsız geliyor bana dünya
Feridun Düzağaç / Boş Ders Şarkısı