Bütün fotoğrafların bir hikayesi vardır. İstisnasız hepsinin. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilenlere çok şey anlatırlar.
Evrak-ı muzırra - Samet Çıldan
Bütün fotoğrafların bir hikayesi vardır. İstisnasız hepsinin. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilenlere çok şey anlatırlar.
Sayfa 162
Reklam
Eski fotoğrafların, geçmişi günümüze getiren bir köprü olduğunu biliyoruz.
Çevirmenin Sunuşu
Virginia Woolf’un en eğlenceli romanı sayılan Orlando, aslında ölümsüz kahramanını 400 yıla yakın bir yaşam sürecinden geçiren fantastik bir biyografi. On altıncı yüzyılın başından 1928 yılına uzanan bir zaman diliminde süren upuzun bir yaşam. Woolf’un 6 ay gibi kısa bir zamanda tamamladığı Orlando, onun bir dönem birlikte olduğu Vita Sackville-West üzerine kurulu; bu kitaba yazarın daha yapısal ve yoğun romanlarının arasında kendine verdiği bir tatil gibi de bakılabilir. Otuz altı yaşındayken erkekten kadına dönüşen Orlando’nun hikâyesi, Viktorya döneminin geleneksel biyografilerini hicveder nitelikte. Hikâye, cinsiyet, özgüven, hakikat, kimlik, toplumdaki yerimiz, edebiyat gibi konulara Woolf’un şiirsel üslubuyla dokunuyor. Woolf’un Vita’ya ve tercihlerine duyduğu romantik hayranlık kadar tarihe ve biyografilere uzun zamandır duyduğu ilgi de Orlando’yu büyük bir hızla ve coşkuyla yazmasına neden olmuştur. Sackville-West de kitaptaki Orlando gibi varlıklı bir kadındı, köklü ve soylu bir aileden geliyordu. Evliydi, ama Virginia Woolf’la da eleştirilere neden olan bir ilişkisi vardı. Roman, cinsiyet farklarını ve cinsel kimliği araştırırken eşcinselliği ayrıntılı bir biçimde betimlemekten uzak dursa da Orlando’daki cinsiyet değişimi cinslerötesi bir aşka işaret ediyor. Kitapta yer alan fotoğrafların ancak bir kısmının Vita’ya ait olduğunu, ötekilerinse Vita’nın babaevi olan Knole malikânesinde asılı portrelerden alındığını belirtmemiz gerek.
Kırmızı Kedi Yayınevi
"Mağaradakiler'de, mağaradakilerden pek azı var. Latinler 'Birini tanımak, hepsini tanımaktır,' dememişler mi. Önce kişiler, sonra mefhumlar, sonra fotoğrafların asılları... Yaşadığımız bir dramın hikayesi."
Sayfa 58 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir projeye başlamadan önce Sam, çekeceği fotoğraf sayısını belirler ve bu sayıya ulaştıktan sonra da hafıza kartını basım için basımevine götürürdü. Böylece çektiği tüm fotoğrafları nihayet basılmış halde tekrar gözden geçirebilirdi. Fotoğrafları ilk defa görüyormuşçasına incelerdi. Hepsine tek tek bakar, kağıdın kokusunu içine çeker ve resimlerin içinde uyandırdığı duyguları dikkatlice dinlerdi. Sonra da bu basılı fotoğrafların her birini kafasında canlandırdıkları ile karşılaştırırdı. Tek bir ana sığdırılmış bir sürü küçük aşk hikayesi... Sam bu anların... Bu aşk hikayelerinin hiçbirini unutmazdı. Asla. En azından o güne kadar öyleydi. O zaman, elindeki fotoğraflarda hatırlayamadığı tüm o anlar nereye kaybolmuştu? Size soruyorum. Biliyor musunuz? Hayır mı? Eh, Sam de bilmiyordu. En azından o an için. Bunları çekerken nereye bakıyordu acaba? Hatırlayamadığı onlarca an, onlarca aşk... Ama neden? Onun aşkı nereye kaybolmuştu ki?
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.