zeynep yılmaz

zeynep yılmaz
@fraulein2021
15 January
10 reader point
Joined on June 2020
Reklam
Sonya "Anlayamıyorum" diye mırıldandı. "Sonra anlarsın.Aynı şeyi sanki sen de yapmadın mı? Toplum kurallarına karşı geldin... Onları çiğnemek cesaretini gösterebildin! KENDİNİ ÖLDÜRDÜN... KENDİNİ FEDA ETTİN
Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz.

Reader Follow Recommendations

See All
Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.
Babamın Defnedildiği Gün
Babamın defnedildiği gün, hava kötüydü.Herkes üzgündü, özellikle de müşterileri.Aralarından birçoğu ağlıyordu.Biz, ailesi ağlamıyorduk.Müşterileri olma şansımız olmamıştı. ... Üzgündüm, babamın ölmüş olmasından dolayı değil de, hayatının sonuna kadar içmiş olmasından dolayı.
Reklam
Kalktım, odasına gittim.Yatağın yanı başına düşmüş, ağzı kan doluydu.Beni azarlamadı, gerçekten ölmüştü.
Babamın iyi davranması yetiyor, böylece annem mutlu oluyordu ve biz çocuklar da onunla birlikte mutlu oluyorduk. Ertesi gün, babam eve geç vakitte, çok yorgun bir halde döndü; artık iyi davranmıyordu, aynı baba değildi.Babama göre mutluluk o kadar kolay olmamalıydı.
"Acıyı küçümsersiniz, ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz!"
"Bir canlı ne kadar basitse o kadar az duyarlıdır ve uyarılara karşı daha zayıf karşılık verir. Ne kadar gelişmişse gerçekliğe karşı daha fazla duyarlıdır ve daha enerjik bir biçimde tepki verir.Bunu nasıl bilmezsiniz?"
Reklam
Devlet büyük bir ailedir. Onun bireyleri sizin küçük kardeşlerinizdir. Aşağı tabakanın kusurları kısmen de yukarı tabakanın ihtimalinden ileri gelir.
Aydın olmak, modaya uygun elbise ve şapka giymek, kolalı gömlek taşımak değildir. Aydın zümre, milletin beyni gibidir. Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, iyi bir maaşa nail olasınız ve akşamları kahvehanelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır. Böyle yapanlar gerçek aydın değildir. Onlar aydınların küflenmişidir.
"Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez,''
Parti sloganında dendiği gibiydi: "Proleterler ve hayvanlar özgürdür." ^Proleter^ İşçi ve emekçi sınıfına denir.
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
Günce tutmak yasadışı değildi (aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu)
Reklam
Yalnız bana özel bir teselli istiyorum senden.
Ben "yaşı gereği" , "başka kızlar" , "kendiliğinden geçer" gibi sözler duymak istemiyordum. Yalnız Anne'e özgü bir tutum bekliyordum ondan fakat Pim bunu anlamadı.
Sayfa 345Kitabı okudu
Annemin gözyaşlarını ve babamın bakışlarını umursamıyormuşum gibi görünüyorum.Umursamıyorum da, çünkü ikisi de ilk kez benim aralıksız olarak hissettiklerimi hissediyorlar.
"Zorla sevgi olmaz" dediği anda yüzündeki üzüntüyü görmüştüm. Dile getirmek çok zor olsa da gerçek, gerçektir.Beni bizzat kendisi itti, bizzat kendisi özensiz sözleriyle ondan gelen her sevgi çabasına karşı beni köreltti.
Jacque bana her zaman şöyle der: "Artık hiçbir şey yapmaya cesaret edemiyorum çünkü yasak olmasından korkuyorum."
Sonunda Esmeralda, "Darağacından senden daha az korkuyorum." dedi ona.
Sayfa 259Kitabı okudu
Volkanlar gibi o da kendinden kaçamazdı.Olduğu yerde kalıp çorak toprakları zenginleştirmek zorundaydı.İçinde bir orman büyütebilirdi!
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
Acı, umutsuzluk,hüzün,hayal kırıklıkları,zorluklar, yalnızlık, depresyon,hayatımdan bir anda mucize eseri çıkacaklar mı? Hayır Peki yaşamayı istiyor muyum? Evet.Evet. Binlerce kez evet.
Sayfa 272Kitabı okudu
"Hayat" diye yazmış Sartre bir zamanlar, "umutsuzluğun öte yanında başlar."
Sayfa 269Kitabı okudu
İstemek enteresan bir sözcüktür.Yoksunluğu anlatır.
Sayfa 264Kitabı okudu
Her şeye eşit uzaklıkta
Eşit uzaklık.Duygu yüklü olmayan,matematiğe ait bu terim o an aklına takılmış,aşağı yukarı tam olduğu yerde kalabilmek için son gücünü de harcarken çılgınca bir mantra gibi tekrarlanıp durmuştu.Eşit uzaklık.Eşit uzaklık.Kıyılardan herhangi birine daha uzak ya da yakın değildi.Nora neredeyse bütün hayatı boyunca böyle hissetmişti.Her şeyin ortasında.... "Ama yola devam ettin" dedi bayan Elm,tabii ki Nora'nın düşüncelerini duyarak."Ve hayatta kaldın"
Sayfa 188Kitabı okudu
Tanıdık bir duygu:⁠-⁠)
"Kendini kalabalık bir kavşakta, tedirginlik içinde,güvenle girebileceği bir boşluk açılmasını bekleyen acemi sürücüler gibi hissediyordu."
Sayfa 138Kitabı okudu
"Yani...demek istediğim...demek istediğim...bizi en büyük başarıya götüreceğini sandığımız yol,aslında sandığımız gibi bir yol değildir.Zira zihnimizdeki başarı kavramı dışarıdan gelecek saçma sapan bir kazanıma hedeflenmiştir:olimpiyatlarda madalya,ideal koca,yüklü maaş.Hayatımızı bu ölçütlere uyabilmek için harcarız.Oysa başarı ölçülebilecek bir şey, hayat kazanılacak bir yarış değildir.Bunların hepsi...fasa fisodur aslında..."
Sayfa 110 - Nora seedKitabı okudu
Reklam
Ekmeğe basmayız çünkü emeğe saygımız var.
Sadece "günah" deyip bırakmak korku kültürünün yöntemi.Gelişim niyetli sevgi kültürü,günah derken neden günah olduğunu korkutmadan,gerçekçi öyküler içinde anlatır.
Sayfa 257Kitabı okudu