Hamide Kaya

168 syf.
·
Not rated
Oyunculuğu kadar kaleminin de güçlü olduğunu gösteren Ebru Cündübeyoğlunun ilk romanı severek bir solukta okuduğum bir kitap oldu. 70 li yaşlarında Alzheimer olduğunu öğrenen ve kendince kimseye yük olmadan hastalığıyla mücadele etmeye çalışan Ferda hocanın iç sesiyle okuduğumuz kitabın son bölümlerinde kızı Edanın anlatımı var. Unutmamak için yapılanlardan yorulup hemen her şeyi unutmak istemek kadar
Ferda
FerdaEbru Cündübeyoğlu · Hep Kitap · 2019464 okunma
Reklam
432 syf.
·
Not rated
Kitap öncelikle günümüzde yazılmış gibi değilde tasvirleri, betimlemeleri kullanılan eski türkçe kelimeleri ile geçmiş yüzyılda yazılmış klasik bir roman okuyorumuşuz hissi veriyor diye düşünürken zaten kitabın kurgusuda geçmiş yy. yazılmış bir günlükle ilerledi. Tabi sayfalar ilerledikçe tarihin tozlu sayfalarından çıkıp günümüzün argo konuşmalarına da rastlamak mümkün. Edebi sayılabilecek bir eserde baş kahramanın küfürbazlığı çok hoşuma gitmedi. Bir başka eleştirimde sadece kitapta değil günlük yaşamımızda da rastladığımız sağlık sektöründe olan bir insanın bu kadar sağlıksız şeyler yapıyor olmasındaki ironi, obezite bir sağlık sorunuyken kitaptaki dr karakterimizin kendini kilolu olarak betimlemesi sigara ve alkole olan düşkünlüğü gibi gibi. Eleştirim karakterin yaşam tarzına değilde bunu bu kadar gözümüzün içine sokması çok sık tekrara düşmesi… Sonlara doğru mitolojik efsanelerin bilim kurgularla süslendiği baştan sona farklılıkların ve zamanların harmanlandığı değişik bazı yerlerde sıkılsamda genel olarak keyif alarak ve merak ederek okuduğum bir kitap oldu. Göklerdeki hayallerden çöllerdeki seraplara.. kitabın içinde biraz tarih, biraz havacılık biraz doktorluk, biraz arkeoloji, biraz ölümsüzlük, biraz aşk, biraz delilik en çokta yalnızlık var. Ayrıca kitapta bahsi geçen şarkıların olduğu çalma listesi karekod fikrini sevdim.
Kum Tefrikaları
Kum TefrikalarıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20201,703 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Başlangıçta kimin kim olduğu, ne zaman kiminle konuştuğu pek anlaşılmasada yazarın tarzını ve karakterleri tanıdıkça dialoglarda netleşip anlam kazanmaya başladı benim için. Spoiler almamak ve başka görüşlerden etkilenmemek için okumadığım kitaplar hakkında çok yorum okumam, kitabı bitirdikten sonra bazı yorumları okudum genellikle soyağacı çıkararak okunmuş, ben yarısını oluduktan sonra çözdüm bağlantıları soyağacı çıkarmayı düşünemedim. Kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi bir ailenin nesilden nesile aktarılan şekli farklı olsada hissettirdiği yalnızlık ve başkaları tarafından anlaşılamama duygusu aynı olan kadınların, kendini kadın hissedenlerin soyamadıkları kabukları var. Karakterler kendi iç dünyalarında ara sıra dışa dönük olsada daha çok iç sesleri ile konuşuyor bunu çözüp zaman kavramını oturtana kadar biraz anlamadım kitabı. Sayfalar ilerledikçe, anlatılmak isteneni ve yazarında tarzını kavrayınca anlatım dilide daha güzel ve akıcı geliyor. Fakat özellikle Füsün karakterininin anlatımındaki birbirini tekrar eden kelimeler ve sıralı şekildeki virgüllü çok uzun cümleleri okurken sıkıldım. Günümüz toplumumda sıkça rastlayabileceğimiz kişisel ve toplumsal sorunlar 183 sayfada oldukça güzel anlatılmış. Sonuç olarak azıcık beğenmediğim yerler olsada büyük bir keyifle okuduğum bir kitaptı.
Kabuk
KabukZeynep Kaçar · Doğan Kitap · 20213,246 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
188 syf.
9/10 puan verdi
İçeriğinden önce kitabın kağıt ve baskı kalitesi okumaktan ayrıca zevk almamı sağladı. Konusu tamda hayatın içinden finali dünya ne kadarda küçük dedirten cinsten. Smita’nın dini inancı Giulia’nın ekonomik gelirini elde etmesini sağlarken aynı zamanda Sarah’ nın yeniden kendine güven duymasını sağlıyor. En cesur karakter olarak Smita yı görüyorum hayata 1-0 yenik başlamasına ve başka bir dünya bilmemesine rağmen içinde bulunduğu koşulları reddediyor ve değiştirmek için elinden geleni yapıyor. Aşırı hırslı olan karakterimiz Sarah kendini olduğundan farklı biri gibi göstermeye harcadığı çabayı kendini olduğu gibi kabul ettirmeye harcasa daha mı az yorulurdu acaba. Hastalığının duyulmasından sonra başına gelenler tam bir “düşene bir tekmede sen vur” deyiminin uygulaması Ve genç girişimcimiz Giulia, sıradan bir günde karşılaştığı bir tesadüf hayatının dönüm noktası oluveriyor. Kitabımızda hikayelerin mutlu sonla bitmesi umut verici tabi ama hayatta her zaman mutlu son olmuyor. Başıda sonuda mutlu, umutlu; kadına, insana, hayvana, doğaya tüm canlılara değer verilen bir toplumda yaşayacağımız yarınlara…
Saç Örgüsü
Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206.8k okunma