Faruk Tufan Tutar

Faruk Tufan Tutar
@freeliver
İnsanların durup düşünmediği yerlerde durmaz ama düşünür Anı yaşa der ama bugünü hiç yaşamaz Az çoktur der ama alışveriş yapmaya bayılır Sevginin değeri emekle ölçülür der ama doğum günlerinde pahalı hediyeler alır
Sabitlenmiş gönderi
Goethe, insan üretkenliği ile ilgili en değerli görüşlerini, edebî bir kılıf içinde Faust'ta gözlerimizin önüne serer ve Faust’a şu kelimeleri söyletir: "Ne mal varlığı, ne iktidar, ne de duyumsal doyum, hayatın sırlarını çözme arzusunu tatmin etmeye yarar. Çünkü bunlar, insanı dünyadan ayırır, insanın dünyadan ayrı düşünmesine, dolayısıyla da mutsuz olmasına neden olur. Ancak üretken biçimde faal olan insanlar, hayatlarına bir anlam kazandırabilir ve mutlu olabilirler. Ama bu isteğe bile bir ihtiras olarak sarılmamak gerekir. Bu tür insanlar, "sahip olmak" hırsını terk eder ve "olmak" duygusuyla dolup taşarlar. Onlar, içsel olarak tamamıyla boşaldıkları için dolmuşturlar, az şeye sahip oldukları için de artık çokturlar."
Reklam
Hayata Dön
Hayata DönGülseren Budayıcıoğlu
8.5/10 · 11.8k reads
... Tolstoy'u ve savaşın bir yazar için ne kadar faydalı bir deneyim olabileceğini düşündüm. Savaş en önemli temalardan biri olmanın yanı sıra, hakkında dürüstlükle yazmanın en zor olduğu olduğu konulardandır. Savaşa tanık olmamış yazarlar savaşı kıskançlıkla bir oyuncak, bir garabet, veya bir hastalık gibi göstermeye çalışsalar da, savaş aslında sadece kaçırdıkları telafi edilemez bir deneyimdir.

Reader Follow Recommendations

See All
Fare: Bir yazar için küçük yaşta en iyi alıştırma nedir? M.: Mutsuz bir çocukluk.
Yazmak Üzerine
Yazmak ÜzerineErnest Hemingway
7.9/10 · 609 reads
Reklam
Gazeteleri okuduktan sonra sinirlenmeyen var mıdır? Ayrıca gazeteleri okuduktan sonra yaşanan zihinsel yorgunluğu verimli ve ciddi bir çalışmayla karşılaştırınca gereksiz bir yorgunluk olduğu aşikardır.
Tatilde gezip dolaşabileceğimiz Pireneler'deki, Alpler'deki, Bretagne'daki kaçırdığımız yürüyüşleri düşünün. Birkaç geceliğine zamparalıkta harcanan parayla Hollanda, Belçika, İtalya veya Ren Nehri boyunca bir tatil yapılabilir. Yirmili yaşlarda yapılan bu seyahatlerin ilerleyen yaşlarda, sıkıntılı günlerde ne denli güzel hatıralar olarak canlanacağını bilmekte fayda var. Kaçırdıklarımızın arasına paha biçilmez, satın alınamayan güzel sanatları, seyahati vs. uzun kış gecelerinin gerçek hayat dostları olan kitapları, heykelleri, tabloları da ekleyelim.
İrademize hakim olmayı güçlendirmenin yolu ise kendimize günlük vazifeler belirlemekten geçer. Bu sayede günde birkaç saat sarf edilen çabayı alışkanlık haline getirmekle nerelere ulaşabileceğimizi tahmin bile edemezsiniz. Oysa coşkulu gençliğin içgüdüsü zihnen çalışmayı keyifsiz, renksiz görmeye eğilimlidir.
Tembellik anlık enerji patlamalarına engel değildir. Medeni toplumlarla tembel toplumları ayıran, anlık çalışmalar değil düzenli ve sürekli çalışmaların toplamında harcanan eforun çok daha değerli olmasıdır. Az da olsa düzenli ama sürekli olan çalışma, uzun molalar içeren yüksek eforların toplamından daha güçlüdür ve daha değerlidir. Tembel ise anlık büyük çabalar sonrası uzun dinlenmeleri tercih eder.
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot
8.1/10 · 28.9k reads
Reklam
304 syf.
·
Not rated
·
Read in 28 days
Bunu Herkes Bilir
Bunu Herkes BilirEmrah Safa Gürkan
8.2/10 · 3,649 reads
Dönemin diğer büyük kuvvetlerinin de Coğrafi Keşiflere geç katılması bize Osmanlılardan çok da bir şey beklemememiz gerektiğini göstermektedir. Akdeniz’in en gelişmiş donanmasına ve en agresif ticari filosuna sahip Venedik gibi bir devlet bile okyanuslara burnunu sokmadıysa, bu bize İç Deniz’den kaşif bir milletin çıkmayacağını ispatlamalıdır. Ancak, Fransa gibi okyanusa da kıyısı olan büyük bir devlet bile oyuna çok geç girmiştir.
Kitap okuma oranlarının düşüklüğünden daha vahimi, bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmamamız. Araba camlarına çekilen siyah filmlerin yasaklanmasına tepki gösterip hükümete geri adım attıran halkımız, kütüphane eksikliğini bir kere bile gündeme getirmeyi akıl etmiyor.
Oysa Osmanlı toplumunda matbaa en baştan beri bir devlet inisiyatifi olarak kalmış ve sivil bir pazarın oluşması uzun zaman almıştır. Bunun ne zaman gerçekleştiği konusunda kesin bir şey söylemek istemiyorum; ancak, onsekizinci yüzyıl Fransa'sında benzer canlılıkta bir pazarın ondokuzuncu yüzyılın sonunda bile gözlemlenemediğini bir tahmin olarak belirtmek isterim.
7.1k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.