“Bir ömür boyu sürecek fen bilimleri, tıp ve psikoterapi yollarına saptıktan sonra, yine bir zamanlar genç bir delikanlıyken düşüncelerimde zihnen beni esir alan kültürel sorunlara geri dönmüştüm.”
“Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.”
Freud öncelikle ve her şeyden çok, kelimenin tam anlamıyla bir "sinir uzmanı" idi ve her zaman da her bakımdan öyle kalmıştı. Ne bir psikiyatri öğrenimi, ne bir psikoloji öğrenimi, ne de bir felsefe öğrenimi görmüştü. Felsefede en temel eğitim unsurlarından bile yoksundu. Bir defasında bana şahsen içinden Nietzsche'yi hiç okumak gelmediğini söylemişti. Hiçbir felsefi önermesi olmamasıyla dikkat çeken Freud'un kendine özgü görüşlerini anlamak bakımından bu önemlidir.
Freud muhteşem özetlemiş: “İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir. ”
.
Yaş ilerledikçe kimseyle uğraşasın gelmiyor, kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanları iyileştirmeyi bırakıyorsun.
.