200 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Erich Fromm
Erich Fromm
kitap incelemesine öncelikli olarak Erich Fromm kimdir? sorusuna bir cevap vermeye çalışarak başlamak istiyorum. Kendisi psikanalist, sosyolog, tarihçi, iktisatçı ve bir antropologdur. Etkilendiği kişilere gelecek olursak; Spinoza, Eckhart, Kierkegaard, Marx, Freud, Alfred Weber' dir diyebiliriz. yazar bu kitabında genel olarak sosyolojini psikolojiye etkisi üzerinde durmaya çalışmış ve Freud'un psikanaliz kuramlarına kendince cevaplar vermiştir. Hümanist düşünce anlayışının sonucu olan bu kitap 1956 yılında yazılmış olmasına rağmen günümüz sorunlarına bir cevap niteliği taşıyor benim gözümde. Çağdaş kapitalizmin ve çağdaş insan anlayışının insanın gelişimde ve psikolojisindeki etkilerini gözler önüne sermeye çalışmış yazar. benim için oldukça faydalı ve geliştirici bir okuma oldu. altını çizdiğim notlar aldığım bir çok bölümler var. toplam 200 sayfadan oluşan eserin son 50 sayfalık kısmına Erich Fromm'un biyografisi, röportajları ve görüşleri eklenmiş. Yazar hakkında sıfır bilgi sahibi iseniz eğer öncelikle buraya göz atmakta fayda bulabileceğinizi düşünüyorum. keyifli okumalar dilerim.
Sevme Sanatı
Sevme Sanatı
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202218,8bin okunma
542 syf.
·
Puan vermedi
“Şizoanaliz, aynı anda aşkınsal ve materyalist bir analizdir. Oedipus eleştirisine rehberlik etmesi, veya Oedipus'u kendi özeleştirisi noktasına vardırması anlamında eleştireldir. Metafiziksel bir bilinçdışı yerine aşkınsal bir tanesini; ideolojik olmak­tansa maddi; oedipal olmaktansa şizofrenik; imgesel ol­maktansa mecazi-olmayan; simgesel
Anti-Ödipus
Anti-ÖdipusGilles Deleuze · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 201295 okunma
Reklam
208 syf.
2/10 puan verdi
Modern psikiyatriye bir eleştiri
Bir yere kadar okuyabildim ama sonrasında daha fazla zaman kaybetmemek için devam edemedim. Yazarın temel argümanı şu: Hastalık dediğimiz şey, bedenin kendisi tarafından üretilir. O yüzden mesela kanser bir hastalıktır. Ama teşhis dediğimiz şey kişi tarafından üretilir. Yani belirtiler hastalık olarak kabul edilir ve bu yanlıştır. Charcot ve Freud'un temelini oluşturduğu bu düşünce yüzünden psikiyatri (ve de psikoloji) bilimi yanlış temeller üzerine kurulmuştur. Bunun yanı sıra yazar DSM'nin tanı kriterlerini doğrulayamayacağımızı söyler ki bu da kısmen doğrudur. Çünkü DSM tanıları bile toplumun tepkilerine göre, çağa ayak uydurabilir. Önceleri eşcinseller hakkında söylenenler bugünlerde tersine dönmüştür. Fakat yazarın içinden bir türlü çıkamadığı gerçek şudur: Yazar, depresyon, anksiyete gibi nevrotik bozuklukların hastalık olamayacağını söyler. Bir nevi bunları görmezden gelmeye iter ve insanlara bu tanıların konmaması gerektiği üzerine durur. Fakat şunu es geçer, insanlara tanı koymanın, onları belirli gruplarda sınıflandırmanın pek çok yararı da vardır. Bugün "depresyon" tanısı konmuş kişi çok rahatlıkla psikoterapi görebilir ve çok büyük oranda iyileşmesi sağlanabilir. Kaygılı kişi, panik atak geçiren kişi, antisosyal kişi, sosyal fobisi olan kişi... Bunlar düzeltilmesi mümkün şeylerdir ve bu bireylerin daha iyi hâle gelmeleri hem kendileri için hem de toplum için iyidir. Bu kişilere "hasta" demeyeceğiz diye onları yok sayarsak, ciddi tedavi planlarını çöpe atmış ve onları iyi hâle getirmek planlarını rafa kaldırmış oluruz.
Yalanlar Bilimi Psikiyatri
Yalanlar Bilimi PsikiyatriThomas Szasz · Aylak Kitap · 2013120 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Otomatik Portakal
Aslında bu kitap bana Freud'un yapısal kişilik kuramında geçirdiği "id" "ego" ve "süperego" kavramlarını anlayabilmek için önerilen bir kitaptı. Kitap 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümünde bir çetenin yaptığı suçları, zorbalıkları ele almaktadır. Kısacası kendi ilkel hazlarının yani "id"lerinin esiri olmuşlardır. Ancak kendi aralarında da otorite savaşlarına yenilen bu grup en sonunda düşman olurlar. Kitap bu çete grubunun birbirine düşman olup birinin ıslahevine düşmesine kadar devam etmektedir. Son dönemlerde hızlı bir şekilde okuyup bitirdiğim nadir kitaplardandı. İyilik ya da kötülük seçiminin insanın kendi elinde olduğuna değinmekte. Bu kitabın her sayfasında insan birçok şey sorguluyor ve düşünüyor. Yaşamın süregelen zorluklarının dışında, kişinin öz benliğinin zedelenmesi, zorla başkalarına itilmesi ya da kayıtsızlaştırılması nasıl sonuçlar doğurur? Her sayfada bunu sorgulayacaksınız.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,8bin okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
UZUN SİBİRYA GECELERİNDE DOSTOYEVSKİ'DEN HAYAT DERSLERİ Dostoyevski "Zulüm bir alışkanlıktır;insanda bu alışkanlığın kökleşmesi,sonunda hastalığa dönüşmesi mümkündür.Sarsılmaz inancıma göre,en iyi insan bile alışkanlıkla,sanki bir hayvanmış gibi kabalaşıp o derece aptallaşabilir.Kanla,kudretle mest olur;hoyratlığı,ahlaksızlığı,içindeki
Ebedi Koca
Ebedi KocaFyodor Dostoyevski · Araf Yayıncılık · 20122,917 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Eğer biri bana idealist felsefenin kendi savunusunu nasıl üstlendiğini sorarsa; hiç çekinmeden: "Modern Çağın Sonu'nu oku!" diyebilirim. Kitap olağandışı saçmalıkların imlemesinin yanı sıra bir o kadar da müneccimlik taslamada oldukça başarılı. Kitabın en önemli kusurlarından biri ise; Marx'ın ifadesine benzer şekilde hiçbir
Modern Çağın Sonu
Modern Çağın SonuJohn Lukacs · Ketebe Yayınları · 201869 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.