Sana akraba değilmi bütün canlılar
İlham perisi kendi beslemiyormu seni hizmet ederken
Bu yüzden gezmene devam et savunmasızca
Hayattan boydan boya ve korkma hiçbirşeyden
Ne olursa sana mübarek olsun
Sana akraba değilmi bütün canlılar
İlham perisi kendi beslemiyormu seni hizmet ederken
Bu yüzden gezmene devam et savunmasızca
Hayattan boydan boya ve korkma hiçbirşeyden
Ne olursa sana mübarek olsun
Aynı gün nasıl insanları çepeçevre aydınlatır
Ve alaylardan kaynaklanan ışıkla
Alaca görüntüleri birleştirirse
Derinden aklın başardığı bilgide öyledir işte
Aynı gün nasıl insanları çepeçevre aydınlatır
Ve alaylardan kaynaklanan ışıkla
Alaca görüntüleri birleştirirse
Derinden aklın başardığı bilgide öyledir işte
stendhal peygamberce bir not yazmıştı: ''je serai célèbre vers 1900'' [1900'e doğru ünlü olacağım], bu tarih aynı zamanda hölderlin'in de alman dünyasında bir yıldız gibi parladığı tarihe denk düşer. tek tük birkaç yalnız insan ötekini ya da berikini, ikisinden birinin varlığını sezmişti: ama her ikisini birden kendi öncülü kabul eden tek bir kişi vardı: friedrich nietzsche, bize bu kadar yakın olan en berrak, en bilge zihin. o, bu ikisini fevkalade özgür, kendini kendi doğasından çıkarıp kahramanca dünyaya atan, dizginlerinden kurtulmuş iki muhteşem ruh, kendi bilgilerinin derinliğine şaşmaz bir gerçeklik duygusuyla inen, birini heyecanın dehası, diğerini kutsal sadeliğin dehası – ama her ikisini de sanat için yanıp tutuşan, her ikisini de kendi zamanlarına yabancı ve anlaşılmamış, aşırı sıcaklık ya da soğukluk yüzünden, ama asla ılıklık yüzünden değil, geçimsiz ve sevilmemiş kişilikler olarak gördü. o büyük sezgi sahibi onlarda kendi varlığının her iki ucunu görür.
Sayfa 161 - zamanda yeniden diriliş, hölderlinKitabı okuyor
Kairos. / Jenny Erpenbeck
Kairos. Uğurlu Anlar Tanrısı. Uğurdur değil mi ayakları yerden kesecek bir aşka yelken açtıracak karşılaşmalar? Ama ilişki yıpranıp da aşk saplantıya dönüşünce Kairos.’a gerçekten de bu anlamı yükleyebilir mi insan?
İnanılmaz etkileyici bir kitap okudum, bunu en başından söyleyeyim. Sırtını Berlin Duvarı’na yaslayan
"Tanrılar, vardır," diye yazar Friedrich Hölderlin, o da Kant'ı kendince okumuştur, "ama yaşamlarını bizim üstümüzde bambaşka bir alanda sürdürürler ve görünüşe bakılırsa, bizim var olup olmadığımızla da pek ilgilenmezler." Bir zamanlar tanrılar dünyaya ayak basmıştı, insanlar arasında gezmişti. Ama biz, modern insanlar için onları görmek mümkün değildir artık, aşklarının acısını da eskisi gibi çekmeyiz. "Çok geç kaldık."