Saramago’nun körlük kitabının devamı niteliğinde olan bu kitap, içerisinde çok daha derin mesajlar ve göndermeler barındırıyor. Sürükleyici ve gayet anlaşılabilir bir uslüp hakim. İşlenilen konu ve altında yatan mesajlar oldukça okuru oldukça kendine çekiyor.
Devlet denen bir birleşimin gerçek anlamda içerisinde dönen ve asla topluma tam anlamıyla yansıtılmayarak süzgeçten geçirilen şeyleri bu kitapta tüm çıplaklığıyla görüyoruz.
Gerçekler, hinlikler, planlar, stratejiler birbirini kovalıyor. Körlük kitabında beyaz bir körlük salgını altında yaşanan sorun, baskı ve kargaşalar bu kitapta gözler görüyorken yaşanıyor. Buradan da olası kargaşa ve kargaşaların asıl sorununun fiziksel bir salgın olması gerekmediğini görmüş oluyoruz. Belki de yazarın bize bu kitapta göstermek istediği şey bu.