Öyle insanlar vardır ki "bunlar kendilerine bile tahammül edemez ve aynaya baktıkları anda keyifleri kaçmıştır bile. Herşeyden şikayet eder bu insanlar."
19 Ağustos 1934 tarihinde, Hitler'in devlet başkanı, hükümet başkanı, parti başkanı ve başkomutan unvanlarını toplayan yeni ve çok yönlü iktidar konumu, halka sonradan arz edilen bir referandum ile onaylandı. Sonuçlara göre elde edilen yüzde 89,9 evet oylarıyla, artan iç ve dış politika başarılarıyla palazlanan rejimin bundan sonra nasıl ivme kazanacağı belli oluyordu (seçim katılımı yüzde 95,7 idi). Führer Miti'nin entegre edici gücü, takip eden yıllarda inanılmaz boyutlara ulaştı. Almanya, Hitler'le yoluna devam edecekti.
Reklam
Tabi verir, bakın:Hitler çok sağduyuluydu (!)
"Tanrı her kime bir görev verirse, ona sağduyu da verir."
Hitler bir tesadüf değildi; ama bir mecburiyet de değildi. Hitler istendi. Onu iktidara getiren güçlerin ve çıkarların koalisyonu, Nasyonal Sosyalist hareketin kendisinden daha az çok yönlü ve değerli değildi. Bu yolun nereye götüreceği, önceden tahmin edilebilen birçok hususa rağmen, net değildi.
Hitler haklı, Demokrasi kesinlikle "muhteşem"likten çok uzak.
"Şurada inşa edilen evi çokluk oylamasıyla inşa etmeye çalışın bakalım. Önce planı çokluk oylamasıyla oluşturun. Evde yaşayacak olanları ve işçileri bir araya getirin ve plan hakkında bir oylama yapın. Hangi plan doğru plandır? Evet, güleceksiniz. Bunun büsbütün bir saçmalık olduğunu söyleyeceksiniz. Elbette bu bir saçmalık! Söz konusu evin planı konusunda ne orada yaşayacak olanlara, ne de işçilere oylama yaptırmak doğru değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bir devletin, bir imparatorluğun meydana getirilmesi konusunda oylama yaptırmak, sağduyu oluyor görünüşe göre. Ne de olsa bu konuları insanlar çok daha kolay idrak edebiliyor. 68 milyonluk bir halkı yönetmek, ne de olsa çok daha kolay..."
Sayfa 257Kitabı okudu
Keşke bir defa şu kadar haklı olabilsem.
Bu durum, tıp ve sağlık tarafından meydana getirilen bütünsel alan açısından bir paradigma değişimi anlamına geliyordu. Bireyin sağlığına ilişkin hekimsel çabalar ve eşzamanlı olarak bedensel özgürlük hakkı tarafından meydana getirilen düşüncenin yerini politik bağlamda halk sağlığı konsepti aldı. "Sağlığın sana ait değil!" diyordu bu konudaki bir slogan.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
53 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.