Ama insan ruhları bana çoğunlukla sahte opal taşına benzeyen donuk renkli bulutlar gibi geliyor, kendilerine dokunan şeyin rengine uygun olarak uysalca değişiyorlar.
insan bir an için bile çevresine dikkatle baksa cevabını bilmediği yüzlerce sorunun uçuştuğunu görür yanı başında. ama bu soruları yineleyip durmanın da anlamı yoktur. yeterince soru sorulmadı mı bugüne kadar, her şey yeterince sorgulanıp kurcalanmadı mı? birileri de çıkıp şu tepemizde dolaşan katrilyonlarca sorunun üzerine iki kazık sorunda biz ekledik demese, hatta yeter lan dese, o soruların en azından bir-ikisine, insaniyet namına biz cevap veriyoruz dese, ne güzel olurdu değil mi?
"...artık üzülmüyorum. Belki de üzülemiyorum. Bütün alçaklıklar bile doğal, çünkü alçaklık doğal. İyilik de, kötülük de bizim yaradılışımızda. Benim için ne düşündüklerini hiç önemsemiyorum artık, ben ne düşünüyorum, budur önemli olan benim için."