günahla kararmış bir alın yeğdir namaz kılar gibi görünüp riyakârlık eden alından
yalnızlık köşesinde geceleri hatıralarda arıyorum seni
Reklam
solgun kadın o altın halkaya baktı parlak işlemelerinde gördü ki kocasından vefa görmek umuduyla nice günler heder olup gitmiştir, heder olup gitmiştir kadın perişan oldu ve yüzünde yine de ışık ve parıltı olan bu halka kölelik ve kulluk halkasıdır diyerek için için ağladı
ne sevecendin sevgili, ey biricik sevgili yalan söylerken ne sevecendin ne sevecendin aynaların gözlerini kapatırken
gidiyorum; yorgun, solgun, ağlamaklı viraneme doğru sizin şehrinizden Tanrı’ya götürüyorum perişan ve divane gönlümüalıp götürüyorum, o uzak noktaya günahın renklerinden arındırmaya aşkın lekesinden temizlemeye yok olup gitmiş, yersiz bunca istekten arındırmayaalıp götürüyorum, senden uzak kalsın diye senden, ey boş umudun cilvesi alıp götürüyorum onu, diri diri gömeyim diye bundan sonra konuşmayı hatırlamasın diyeinleyiş titriyor, gözyaşı oynuyor ah, bırak, bırak kaçıp kurtulayım senden, ey günahın coşkun pınarı en iyisi bu belki de, senden sakınayımTanrı şahit ki mutluluk goncasıydım ben aşkın eli geldi ve dalımdan kopardı beni âhın alevi oldum, yazık ki dudağım bir daha o dudağa kavuşmadısonunda yolculuk bağı bağladı ayağımı gidiyorum, dudaklarımda gülümseme, bağrımda kan gidiyorum, gönlümden çek elini ey, hiçbir şey vermeyen, boş umut
Reklam
Nasıl da büyüdü kalbimin yarımlığı ve hiçbir yarı, tamamlayamadı bu yarımı. Nedir sessizlik, söylenmeyen sözlerden başka.? Füruğ Ferruhzad
kalbimi sevginle öylesine doldurdum ki bundan böyle başka bir sevgili istemiyorum
bir gaflet anında düşlüyorum bu sessiz zindandan kanatlanıp uçmayı tebessümle bakarak gardiyanın gözlerine senin yanında hayata yeniden başlamayı
seni istiyorum ve biliyorum ki hiç kucaklayamayacağım seni gönlümce sen, o aydınlık ve tertemiz gökyüzüsün ben tutsak bir kuşum bu kafesin köşesinde
Reklam
kaçıyorum tüm tanıdıklardan ıssız bir köşeye sığınıyorum bakışlarım karanlıklara gömülmüş hasta kalbimi dinliyorum
ne arıyor yorgun bakışlarım niçin sönmüş yanan bu kalbim
eriyen bir altın gibi aşkın dudaklarıma damladı
karanlıklar içindeki ellerim ellerinin hissiyle çiçekleniyordu
yakıyor beni bu riyakârlık bir çocukluk rengi istiyorum ey ölüm, senin o suskun dudaklarından ölümsüz bir öpücük istiyorum
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.