Yapay zeka ve insanlık hallerinin karmaşık alanlarında gezinen ve yer yer dokunaklı havasıyla okurları içine çeken bir yapıt. Ishiguro “Beni Asla Bırakma” havasında yine olağan hayat içinde olağanüstü halleri gösteriyor. Gündelik hayat içindeki günümüz gerçekliğinin bir tık üstündeki hikayesiyle de okuyucuları yakalıyor. Ayrıca yazarın Nobel kazandıktan sonra kaleme aldığı ilk ve son eseri.
Toplumun ileri teknoloji tarafından şekillendirildiği gelecek dünyasında geçen eserde Ishiguro, okuyucuları yapay arkadaşların gençlere yoldaşlık etmek üzere tasarlandığı bir dünyaya davet ediyor. Klara'nın gözlemci ve şefkatli bakış açısından insanlığın özünü ve duyguların karmaşıklığını keşfediyor. Klara'yı edinen insan yoldaşı Josie ile olan sarsılmaz bağlılığı, onun anlayışının derinliğini ve yapay bilincinin inceliklerini ortaya koyuyor. Ishiguro sevgi, fedakarlık ve bağ kurma özlemi temalarını iç içe geçirerek okuyucuları hayatta olmanın gerçek anlamını sorgulamaya sevk ediyor ve bunu da gerçekten ustalıkla yapıyor.
Romanın akıcı temposu, okuyucuların kendilerini Klara'nın dünyasına tamamen kaptırmalarına, ortaya çıkardığı derin sorular üzerinde düşünmelerine olanak tanıyor. Günümüzün dünyasına ışık tutarak dönüşümün eşiğindeki bir toplumun canlı bir resmini çiziyor. Klara kendi arzuları ve sınırlamalarıyla boğuşurken, okuyucular kimlik ve empati hakkındaki kendi inançlarıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Ishiguro sevenler için kaçırılmaması gereken bir kitap. Ayrıca teknolojik ilerleme çağında insanın yeni bir çağı keşfini sunan spekülatif kurgu türünde de başarılı bir eser bu.