Flaquer, "Sokaklarda yürürken 'Katil Franco!' diye bağıramazdınız" dedi. "Bu yüzden, insanlar onun yerine Real Madrid'li futbolculara bağırırlardı. Bu psikolojik bir olay, eğer babanıza bağıramazsanız başkasına bağırırsınız."
Avrupalı göçmenler ABD'ye geldikleri zaman; komik aksanları, giysileri ve ebeveynleri yüzünden çocuklarıyla alay ediliyordu. Bu çocuklar sokakta, herkese komik gelecek bir Avrupa oyununu oynayarak yine alay konusu olmak istemedikleri için beyzbolu seçtiler. Amerikalılar bu nedenle futbol oynamazlar.
Reklam
Bir yanda solcu basın, diğer yanda da evcilleştirilmiş kalemler vardı.
Küçük adam, Fidel Castro'nun arkadaşı, İngiltere fatihi Maradona, zengin uluslardan çok yoksullara çekici geliyordu.
Savunma futbolu da tıpkı diktatörlükler gibi özgür düşünceye kilit vuran bir şeydi.
Görünen oydu ki futbol, kitlelerin yeni uyuşturucusu olmuştu: Halkınızın sizi sevmesini istiyorsanız, onlara bir Dünya Kupası verin!
Reklam
Genç bir adam şöyle demişti: "Biz Ruslar 18 yaşımıza kadar CSKA'yı tutarız çünkü o zamana kadar subaylara âdeta taparız. 18 yaşında orduya katılınca gerçeği öğrenir ve bir daha asla CSKA'yı tutmayız."
Futboldan bıkmış bir İspanyol kadına, Barça'nın Real Madrid'i yenmesine neden önem verdiğini sordum. "Franco özerkliğimizi yok etti, dilimizi yasakladı ve Real Madrid taraftarıydı," diye yanıtladı.
Ben sadece canımın istediği şeyi okumak, hoşlandığım şeyleri görmek ve hoşlandığım şeyleri dinlemek istiyordum.
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.