Yaptığımız anlaşmaya göre, Nataşa beni mutlaka görmesi gerektiğinde pencereye mum koyuyordu, böylece evinin yakınlarından geçersem, ki bu he­men hemen her akşam demekti, penceredeki ışıktan beklen­diğimi, bana ihtiyacı olduğunu anlıyordum. Son zamanlarda Nataşa'nın penceresi sık sık aydınlanmaya başlamıştı ...
''Ben onu bir an önce aşıp gelmek istedim.Ben bir insan öldürmedim,bir ilkeyi öldürdüm! Evet,bir ilkeyi öldürdüm,ama üstünden aşıp ötesine geçemedim,bu yanda kaldım...''
Sayfa 342Kitabı okudu
Reklam
Üzgün olduğunda değişmeyen tek şey bu yazılanlar..
Ama o an geçiyor. Yarın belki gene o eski dalgın, hüzün dolu bakışla karşılaşacak, aynı solgun yüzü, hareketlerde eski boyun büküklüğü ve ürkekliği göreceksiniz. Hatta, belki, kızgınlığın izlerini sezeceksiniz..
''Kurnaz insanlar böylesi basit şeylerden tuzağa düşerler.İnsan ne kadar kurnazsa,basit şeyden tuzağa düşürüleceğinden, o kadar az kuşku duyar.Çok,çok kurnaz bir insanı özellikle de en basit şeylerden tuzağa düşürmek gerekir.''
Sayfa 336Kitabı okudu
Beni de mutlu ederdi şimdi öyle yerlerde gezmek
ekilmiş tarlalar, çayırlar arasından yürüdüm. Hiç yorgunluk duymuyor, bütün varlığımla, üstümden bir yük kalkmış gibi hafiflik hissediyordum.
''Bence,gerçekten büyük insanlar, büyük acılar çekmek zorundadırlar.''
Sayfa 330Kitabı okudu
Reklam
''Acı ve üzüntü,engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman zorunludur.''
Sayfa 330Kitabı okudu
''İnsanlar doğa yasaları gereğince,genellikle iki bölüme ayrılırlar:Aşağılar(sıradanlar),ki bunların biricik görevleri,kendileri gibi olanların çoğalmalarını sağlamak,bu işin aracı olmaktır ve kendi çevrelerine yeni bir söz söylemek ve dehasında olanlar.Doğaldır ki, bu arada sınırsız sayıda alt bölümleme yapılabilir.Ama bu ana bölümün ayırt edici çizgileri oldukça keskindir. Birinciler,yani kendi gibi olanların çoğalmasına araç olanlar,doğaları gereği tutucudurlar,uysaldırlar,boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler.Bence de bunlar uysal ve boyun eğici olmak zorundadırlar,çünkü bu onların görevidir ve burada olanlar için aşağılatıcı bir durum söz konusu değildir. İkinci bölümdekilerse,sürekli olarak yasaları çiğnerler,yıkıcıdırlar ya da yeteneklerine bağlı olarak,yıkıcılığa yatkındırlar.Bunların işledikleri suçlar doğaldır ki,son derece çeşitli ve görecelidir;ama büyük çoğunluğu,birbirinden apayrı nedenler ileri sürerek,,daha iyi şeyler adına şimdinin yıkılmasını isterler. Bunların ülkülerini gerçekleştirmeleri için ,cesetlerin,kan göllerinin üzerinden atlamaları gerekse,bence kendilerine bu izni,vicdan rahatlığıyla verebilirler;tabi bu söz konusu ülkünün ne olduğuna,boyutlarının ne olduğuna bağlı olan bir şeydir.''
Sayfa 324Kitabı okudu
şehir ıssız bir çöle dönmüş gibi geliyordu. Üzgün ve küskündüm; benim gidecek bir yerim yoktu.
Reklam
Zaten geçmiş insana hep hoş görünür.
Temelli yitirdiğimizi yeniden bulmaktan umudu kesmeliyiz.
Şimdi, tüm dürüst insanlar çıldırmış durumda. yalnızca vasat ve yeteneksizler yaşamdan keyif alıyor...
Böyle sıkı çalı­şınca sinirlerimde bambaşka bir gerginlik duyuyorum. Daha açık düşünüyorum, duygularım daha canlı, daha derin olu­yor, ifademe hakim olabiliyorum. Hızlı çalışmanın verimi başka.
Sayfa 371Kitabı okudu
''Kısacası ben buradan şu sonuca varıyorum:Büyükler bir yana,toplum içinde birazcık sivrilen,yani topluma söyleyecek birazcık bir şeyi bulunanlar,doğaları gereği,tabii kimi az,kimi çok,birer suçlu olmak zorundadırlar.Tersi durumda zaten sivrilmelerine olanak yoktur;öte yandan sürünün içinde kalmayı da yine doğaları gereği kabul edemezler,ki bence de kabul etmemek zorundadırlar.''
Sayfa 323Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.