Sonunda bitti.. Grupla birlikte okumasaydım, kitabı yarıda bırakabilirdim. Ama iyi ki grupla birlikte okumuşum ve sonunu getirebilmişim. Çok iyi bir eser benim sıkıntım sadece karakterleri karıştırmak. Rus edebiyatında isimler beni biraz yoruyor.
Genel olarak aile ilişkilerini konu alan bir kurgu vardı. Din, felsefe, vicdan, inanç, adalet, siyasi konular başarılı bir şekilde işlenmişti. Kitabı okurken yanımda sürekli not defterim vardı karakter fazlalığından dolayı not alarak ilerledim.
Bir baba, Fyodor Pavloviç Karamazov ve üç oğlu; Dimitri, İvan ve Aleksey baş karakterler diyebiliriz.
Kitabı, içinde geçen bi cümleyle anlatmak gerekirse; "sadece hayat veren değil, hayat verip hak eden baba adını taşıyabilir." cümlesi tam da eserin baba figürüne yakışır oldu.
Kitap ilk kısımlarında bolca kişilik analizleri barındırıyor ve durağan ilerliyor. Olaylar da sonra başlıyor aslında. Dostoyevski'nin kendine has uslubunu okumakta çok güzeldi. Kitabın sonlarında kitabın içine öyle bir giriyorsunuz ki olaylar beynimin içinde canlandı. Sayfa sayısı olarak fazla olsa da beğendiğim bir eser oldu.
Kitabı araştırırken Dostoyevski'nin tüm karakterlerle kendini bağdaştırdığını öğrendim o yüzden psikoloji kitabı da diyebiliriz. Bu kadar zıt karakterler kusursuz yansıtması da bu yüzden olabilir.
Kitapta herkesi rahatsız ettiği gibi benide rahatsız eden kısımlar vardı. Türklere karşı önyargı ve ağır eleştrilerin olduğu yerlere çok takılmamaya çalıştım. Kitapta çok iyi ve etkileyici sahnelerde vardı. Sevdiğim klasikler arasında yerini aldı.
*Hayattan pek çok şey öğrenen insanlar, neşeli ve masum kalamazlar..