"Felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir"(M. Ponty)
“… benim için varoluşçuluk her şeyden önce Gabriel Marcel demekti; çünkü o, Hıristiyan bir varoluşçuydu. Ondan öğrendigim çok fazla şey oldu, onu dinlerken değil ama kitaplarını okurken. İlk olarak olmak (etre) ve sahip olmak arasındaki çok verimli ayrımı öğrendim. Olmak kişi ile ilişkilenirken, sahip olmak kişi olmayan, fakat kişinin içinde kendini kaybetme riski taşıdığı her şeyle ilişkilenir. Gizem ve problem arasındaki ayrımı da çok ilginçtir. Problem; cevap verilebilecek ve kesin şekilde çözülebilecek bir soru iken, gizem, Gabriel Marcel'in dediği gibi, kendi verilerinin sınırını aşar ve bizi de kendi içine alır. Örneğin bedenin bir gizemi vardır; çünkü biz kendi bedenimiziz. Sonra, tabii ki Sartre vardı. Onun Varlık ve Hiçlik' ini ve Bulantı’sını okudum, özellikle Bulantı, içinde nesnesi varoluş olan bir deneyim ve hatta bir çeşit ekstaz barındırdığı için ilginçti. Ama bu bulantının Sartre’ın psikolojisine özgü bir his olduğunu düşündüm hep. Varoluş karşısında bulantıdan değil, hayret duygusundan da bahsedilebilirdi pekâlâ. Hepsinden öte,Collège de France’da dinlediğim biri vardı: Marleau-Ponty, fakat onu da yeterince dinleyemedim. Marleau-Ponty, felsefesinin algı üzerine yoğunlaşması ölçüsünde Bergson'un bir bakıma mirasçısı sayılırdı, "felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir" gibi formüller kullanıyordu ve modern sanat üzerine ilginç bir düşünce geliştirmişti; işte bütün bunlar beni oldukça etkiledi.”
Sayfa 154Kitabı okudu
"Eleştirel ruhun en büyük değeri, fanatizmi tedavi etme eğiliminde olmasıdır ve fanatik zamanlarımızda eleştirel ruhun yok olma eğiliminde olması yeterince mantıklıdır." — Gabriel Marcel, Kitle Toplumuna Karşı Adam
Reklam
Gabriel Marcel'e göre umut, geleceğin hatırası. Onu E. Borgna üzerinden okuyalım: Umut eden kişi, sadece ben umuyorum dememekte, aynı zamanda sende umudum var, bizim için umut duyuyorum demektedir, çünkü umut etmek, daima kişisel bir gerçekliğe, sen olabilecek varlığa güvenmektir. Umutla ilgili nihai tanım, şu ifadeyle özetlenir: "Benim, bizim için sende umudum var." Viktor Frankl bir söyleşisinde "Çaresizlik, bir anlam bulamaksızın acı çekmektir." diyordu. Bir kez daha hayatın iyileştirici güçleri olarak keder, anlam ve umut.
Sayfa 139
Egzistansiyalizmin müjdecisi sayabileceğimiz Pascal şu satırları yazmıştı: "Ötede olmayıp da burada bulunuşumdan hayret ve dehşet duyuyorum. Zira ötede olmayıp da burada bulunmam, sonra olmayıp da şimdi var olmam için ortada hiç sebep yok." Varoluş muamması karşısında duyulan büyük hayreti Maine de Birand şöyle ifade ediyordu: "Düşünen her varlıkta yarattığı hayretle, bizzat kendi varlığının büyük sırrına ermemek mümkün müdür?" Gabriel Marcel de varoluş hayretten ayrılamaz diyordu.
Avrupa çöküşü
Bir zenci kabilesine büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda ·şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telaş gibidir bugün, Avrupanın dünya önünde düştüğü durum. Avrupa, bugün, Dünya tarafından linç edilme korku· sunu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Albert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa dü­ şünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydular.
Sayfa 9 - Diriliş yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"İnsanlar genellikle kendilerine sahip oldukları ile bir ve aynı görme eğilimindedir." ~ Gabriel Marcel
Sayfa 188Kitabı okudu
88 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
Üstad bu eserinde batı düşüncesini kaleme alıyor. Aralarında, Gabriel Marcel, Andre Malraux ve Alaın Bosquet gibi kişiler bulunuyor. Ve tabi batı düşüncesi.. Pek dikkatimi çekmedi eser... -Kendimizi mevcut olmayan varlıklar gibi görmemiz gerçekten bizim için olacak şey değildir. -Gerçek şiir bir tabiat meyvesidir. -Doğdu, çalıştı ve öldü.
Çağdaş Batı Düşüncesinden
Çağdaş Batı DüşüncesindenSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2012181 okunma
Bir zenci kabilesine büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telâş gibidir bugün, Avrupanın dünya önünde düştüğü durum. Avrupa, bugün, Dünya tarafından linç edilme korkusunu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Albert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa düşünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydular.
Sayfa 9 - Diriliş
There are two kinds of existentialists: on one hand, the Christians, among whom I would include Carl Jaspers and Gabriel Marcel, both professed Catholics; and, on the other, the atheistic existentialists, among whom we should place Heidegger, as well as the French existentialists and myself. What they have in common is simply their belief that existence precedes essence; or, if you prefer, that subjectivity must be our point of departure.
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Öncelikle kitabı çok beğendim çok güzeldi kitap aşırı akıcıydı okurken hiç sıkılmadım okumak isteyenlere tavsiye ederim yazarın kalemini çok sevdim Konusu: Llosa Genç Bir Romancıya Mektuplar'da roman sanatı hakkındaki dü­şüncelerini aktarıyor. Konu, biçim, üslup, zaman, mekan, anlatıcı, karakter, gerçeklik gibi unsurları kapsamlı ve çarpıcı örneklerle in­celemekle kalmıyor, yazım sanatıyla yaşam arasındaki ilişkiyi de sorguluyor. 201O Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar, edebiyat tutkusunun fi­lizlendiği Peru'daki gençlik günlerinden başlayan on iki mektupta, Miguel de Cervantes, Gabriel Garcia Marquez, Jorge Luis Borges, Julio Cortazar, James Joyce, Gustave Flaubert, Virginia Woolf, Er­ nest Hemingway. Alain Robbe-Grillet, Herman Melville, Marcel Proust ve Franz Kafka'nın da aralarında bulunduğu birçok yazarın eserlerini ve fikirlerini ele alıyor, hem genç romancılar için bir yol haritası çıkarıyor hem de roman sanatına aşina olanların alışkan­lıklarını gözden geçirmelerini öneriyor.
Genç Bir Romancıya Mektuplar
Genç Bir Romancıya MektuplarMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2012175 okunma
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
İslamın Dirilişinden Alıntılar - 1
Yani Avrupa dışa dönük mizacı yüzünden bir melankoli yuvası olamamış çember parçalayan bir çılgın gibi davranmıştır, bu yüz yılın başında. Dışa dönüğün azabı, bir intihara doğru gelişirken, peşinden bütün bir dünyayı sürüklemek ister. Bir asil gibi bile intiha­ra gitmedi ; kimseye zarar vermeden bir kılıcın üzerine atlayarak kendini ortadan kaldırma yolunu seçmedi ; kendi yanarken, Neron gibi Romayı da beraber yaktı . Bu alevlerin ışığında yavaş yavaş As­ya ve Afrika uyanmaya başladı. Bir zenci kabilesi­ne büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telaş gibidir bu­gün, Avrupa'nın dünyanın önünde düştüğü durum. Avrupa bugün dünya tarafından linç edilme korkusu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Al­bert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa düşünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydu­lar .
Egzistansiyalizmin müjdecisi sayabileceğimiz Pascal şu satır­ları yazmıştı. “Ötede olmayıp da burada bulunuşumdanhayret ve dehşet duyuyorum. Zira ötede olmayıp da burada bulunmam, son­ra olmayıp da şimdi var olmam için ortada hiç sebep yok.” Varoluş muamması karşısında duyulan büyük hayreti Maine de Birand şöy­le ifade ediyordu: “Düşünen her varlıkta yarattığı hayretle, bizzat kendi varlığının büyük sırrına ermemek mümkün müdür?” Gabriel Marcel de “varoluş hayretten ayrılamaz” diyordu.
378 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.