Gönül, kader adında Bir tuzağa atılmış.Gönül birçok duygudan
Ve oddan yaratılmış
Yasa neymiş anlamaz;Tasa çeker, inlemez, Gönül ferman dinlemez,Çünkü aşka satılmış.Gönül için acı ne?Her söz gider gücüne.Gönüllerin içine
Biraz acı katılmış...
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Hayat, birbirinden ayırdıklarını , kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile , uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Göğsünün içinde,bu asırlık ağacın kabuğu gibi,yarıklar bulunduğunu sandı ve gırtlağına kadar bir ateşin çıktığını hissetti.Aman Yarabbi,ne kadar yalnızdı...
“Fakat içimizde, bizim “ahlak” tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir “hesabi” tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.”
Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!
Ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!