Damlara bakan penceresinden
Liman görünürdü
Ve kilise çanları
Durmadan çalardı, bütün gün.
Tren sesi duyulurdu, yatağından
Arada bir
Ve geceleri.
Bir de kız sevmeye başlamıştı
Karşı apartmanda.
Böyle olduğu halde
Bu şehri bırakıp
Başka şehre gitti.
II
Şimdi kavak ağaçları görünüyor,
Penceresinden,
Kanal boyunca.
Gündüzleri yağmur yağıyor;
Ay doğuyor geceleri
Ve pazar kuruluyor, karşı meydanda.
Onunsa daima;
Yol mu, para mı, mektup mu;
Bir düşündüğü var.
... niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında sessizce ve yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?
Gönül, kader adında Bir tuzağa atılmış.Gönül birçok duygudan
Ve oddan yaratılmış
Yasa neymiş anlamaz;Tasa çeker, inlemez, Gönül ferman dinlemez,Çünkü aşka satılmış.Gönül için acı ne?Her söz gider gücüne.Gönüllerin içine
Biraz acı katılmış...
"Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."