Taşları yemek yasak biriktirmek değil
Bir garip koleksiyoncuyum hatıralara müstakil
Ağırlığı omzumda atamadığım mesail
Satsam kimse almıyor, anlamıyor cahil
Klibi olmayan bir şarkı dinledim derinden
Alime malum olur bilmiştim deminden
Taştan kalbin un ufak dağılmış toplayıver
Kalpten taşım kayboldu aradım sahilden
Başım önde eğik, dik dur Elif
İyilikten maraz doğar, Araz'dan kemlik
Bak gökyüzünde sonsuz mavilik
Gelecek geçmişimle yogurduğum renkli hamur
Şekilden şekle giriyor ömür, galat-ı meşhur
14 Şubattan kalanlar oyuncak olmaya mecbur
Uçan kalpli mor balon beni Ay'a uçur
Bir kitap aradım hissizlikten Fusus'ül Hikeme
Sonra kendimi okudum psikolojiden felsefeye
Bir defter bir kalem verdim ilk sayfası bana yazılan
Benden başka kitap yokmuş başka da okuyan
Bir de beni anlatan "Taş yazı" Özdemir Asaf'tan
"Son sözünü söylemek için bile insanın bir hikayeye ihtiyacı vardır."
Aynı anda hem olumlu, hem de olumsuz anlamı olan bir cümleyle karşı karşıyayım. Her hikayede bir şikayet mutlaka vardır Mevlânâ'dan öğrendiğime göre. Bu bir genelleme değil asla. "Her şerde bir hayır vardır" cümlesinin galat-ı meşhur duruşuna mukabil bu
Galat-ı Meşhur: Belli kelimeler ve deyimlerin toplumun genelinde yanlış kullanılması sonucunda, doğru olan yerine sürekli yanlışının kullanılması durumudur.
Kısaca, herkesin doğru bildiği yanlışlardır.