Bütün bu keşifleri nasıl yaptığı kendisine sorulduğunda, Newton basit bir biçimde yanıtlamıştı "Üzerlerinde düşünerek." Çalışmalarını diğer bilim adamalrının, örneğin Kepler ve Galileo'nun çalışmalarının üzerinde inşa ettiğini söyleyecek kadar yüce gönüllüydü. "Daha fazla şey gördüysem" demişti, "bunun nedeni devlerin omuzlarının üzerinde durmamdır."
Ölçülebilir ne varsa ölçmeli, ölçülemeyenleri de ölçülebilir hale getirmeli, demişti 17.yüzyılın en önemli bilimcilerinden olan Galileo Galilei. Doğa kitabının matematik diliyle yazılmış olduğunu da söylemişti ayrıca.
"Galileo inkar et, dünya dönmüyor!"
"2+2=5"
"Hypatia’nın gözlerini çıkararak kör ettiler."
"Diri diri yakılan Pisagor ve öğrencileri."
"Taşlanarak öldürülen İskenderiyeli Hypatia."
Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun, der
Maksim Gorki Tarihten ve eserden ilham alarak şunu söyleyebilirim ki:
Turistleri çok severiz biz; misafirperverizdir; ya bir şeyler ikrama kalkışırız ya da tecavüz ederiz. Onları evimizde ya yemek odasında ya da yatak odasında ağırlarız kısaca. Ortası yoktur.
Bizde insan önce birey olacak, haklarını alacak, cinsel kimliğini çekinmeden paylaşabilecek ve sonra edebiyatçıysa bu pencereden bakarak ürün verecek, yayımlanmasını isteyecek, kitapevi bulacak, editörce yayımlanmasında sakınca görülmeyecek, basılan eser ilgi uyandıracak, okurunca çekinilmeden satın alınacak, eleştirmenler tarafsız değerlendirme yazacak. Yazar, bu eseri yüzünden horlanmayacak, hakkında dava açılmayacak. Aramızda kaç Oscar Wilde, Jean Genet, Henry Miller dolaşabiliyor ki?!
Erotizm, pornografi ve hardcore'la zerre kadar ilgili değilken, sevme / çiftleşme birbirleriyle karıştırılırken, üreme yöntemlerinin sancılı ve ağrılı olduğunu da unutan akıl, erotizmin trajediye uzanabilecek yollarında pornografik hezeyanların baş göstermesini insani bir durum olarak algılamak yerine, kolay ortak çoğunluğun tahakkümünde olana yönelir ve gösterilenin hastalık içerdiğine işaret eder. Bireyin erotizm macerası, devletçe denetlenmeye başlar böylece. Hatta, resmi bir cinsel portföy şemsiyesi altında yaşanır, ürenir, üretilir.