"Aglamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır."
Yıllar önce okuduğum Sergüzeşt'i tekrar okurken Tanzimat Dönemi yenilikçi edebiyatın öncülerinden olan yazarı günümüzde daha iyi anladığımı düşünüyorum yazdıklarından ötürü hapis, sürgün, göz hapsi, hatta öldürülmeleri gibi yasakların hala devam ettiği ülkemizde maalesef özgürce insanların fikirlerini söylemesi, yazması bundan ötürü ceza almamaları ne zaman biter bilemiyorum.
Henüz çocuk yaşta Kafkasya'dan getirilip İstanbul'da satılan Dilber'in macerasını 19.yy sonu Osmanlı'sında hâlâ sürmekte olan indan ticaretinin birey ve toplum hayatında yol açtığı yıkım üzerinden anlatan yazar aynı zamanda devrinin sosyo_kültürel yapısını da gözler önüne seriyor.
Roman; Tanzimat Dönemi düşünce sisteminin kölelik kurumuna yönelttiği toplumsal bir eleştiriyken,halkı eğitmeyi, köhnemiş kurumları ve düşünceleri değiştirmeyi amaçlıyor.
Eser, (esirlik ve özgürlük kavramlarını işlemesi hükümetin takip çemberine girmesine neden oluyor)2.Abdulhamit devrinde yazılmış ve yayınlandıktan sonra yazarın göz hapsinde tutulmasına ve göz hapsinden kurtulmak için Paris’e kaçmasına sebep olmuştur.