Zweig, Ay Işığı Sokağında beş öyküyle karşımızda.
Acaba bunları yazarken intiharı düşünmüş mü demeden kendimi alamıyorum.Yayımlanan ilk hikaye kitabı olan eserde beş öykü de ölümle bitiyor.Savaş kavramının Zweig üstündeki yaralayıcı izleri iki öyküde öne çıkarken,son öyküde ki gencin intiharını yazarla bağdaştırıyorum.Bu kadar sıradan hayattan görünen konuları nerden aklına geldi diye düşünüyorum,karakterlerin ruh halleri, senaryolar, havası o kadar gerçekçi ki sanki hepsi başından geçmiş, kısa kısa hikayeler de anlatılanlar ayrı bir derinlikle verilmek istenen duyguyu iliklerimize kadar hissettiriyor, biten kitaba bakıp kalıyorum ne ara bitti diyorum.
İntiharından önceki bıraktığı mektubunda "ben her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum" diyor yazar.Hitler'in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha var olmayacağı düşüncesi onu eşiyle intihara sürüklerken,biraz daha sabretseydi diyorum.Milyonlarca insanın ölümünden sorumlu Hitler'in ondan üç yıl sonra yine eşiyle birlikte intihar ettiğini görecekti ve daha ne eserleri bırakacaktı bize.
📗Ben sadece kitaplarla başbaşa kalacağım,
gezintiler yapacağım,hayaller kuracağım,
rahatsız edilmeden uzun uzun uyuyacağım...