Kitap, "Bir kalbi temelinden sarsmak için kader her zaman sillesini vurmaya, sertçe müdahale etmeye gerek duymaz; aksine, asıl sudan sebeplerden yıkım üretmek onun zapt edilemez yaratma hevesini kamçılar." cümlesiyle başlar. Bu böyledir, insanların kalbinin paramparça olması her zaman büyük sebeplere dayanmaz. Büyük sıkıntılarımız yoksa bile onları kendi kendimize yaratırız.
65 yaşında olup bu zamana kadar sürekli karısını ve biricik kızını mutlu etmek için gece gündüz it gibi çalışan zavallı Salomonsohn, ölmeden önce bir kez olsun dinlenmek istediği için ailesiyle bir süreliğine güzel, sakin bir otele tatile çıkarlar.
Fakat garibanın yüzü gülür mü? Henüz ilk geceden tüm dengesini sarsacak bir olaya şahit olur. Bize de iyi kalpli bu âciz adamın çöküşünü okumak kalır.
Kötü insanlar sıklıkla zevk içinde yaşar ve zevke ulaşacak şeylere bolca sahiptirler, fakat iyi insanlar acı içindedir ve acıya neden olacak şeyler de bolca düşmüştür paylarına.
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 16. BasımKitabı okudu
Kitap her ne kadar jenerasyonlar arası çatışma, fikir uyuşmazlığı gibi gözükse de Batılılaşma'yla beraber gelen toplum çürüme, yozlasmayi vs. bir aşk üçgenini anlatarak veriyor. (Bence)
Çoğu yerde youtube.com/shorts/p-wKeIKv... duyumsadım. Yazar, 110 sene evvelden efendiliğin bir işe yaramadığını adeta piç olunmasını dolayı yoldan vurgulamış. Hakkı Celis karakterini, Ask-ı Memnu Bülent'e benzettim istemsizce :) Mehtaba da çıkamadık tabi garibanın yüzü gülür (!) mü?
Bunlar dışında kitap gayet akıcı, betimlemeler yormuyor; çok sevdim, sanirim Türk edebiyatına pozitif giriş oldu. 140 sayfa okuyarak kişisel rekorumu da kırdım bu kitapla. Sizlere de tavsiye ederim, görüşmek üzere
Hayatım, kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama postacımızın pek güvenilir olmadığına dair şüphelerim var. Salim Yüzgeç. Özgeçmişini bir şekilde araştırabilir misin?