"Niyazi Berkes, Ziya Gökalp'in bir sözü üzerinde duruyor.Gökalp devşirme çocukların yüksek yönetici olmak için devam ettikleri Topkapı Sarayı'ndaki Enderun Mektebi'yle medreseleri karşılaştırırken, birincisinin Türk olmayanı alıp Türk yaptığını, ikincisinin Türk'ü alıp Türk olmayan (Arap) haline getirdiğine işaret ediyor.Gerçekten de yönetim ve Enderun Mektebi'nde dil Türkçe iken, ilim ve medrese dili Arapçaydı.Bizim bakımımızdan gariplikler bununla bitmiyor.Dine dayalı olduğunu ilan eden bir ülkede cedbeced Müslüman olanlar askerlik ve yönetim işlerine karıştırılmıyorlar, fakat Hıristiyan olan bir ailenin çocuğu o ülkenin yazgısını yönetiyordu."
Sayfa 11
Efenim, çok fazla mitoloji okudum ve ata inancını incelemeye yeni başladım. İncelediğim kitapların hiçbiri aynı değil bu arada.
Misal 
Alfa Kitap 'tan çıkan #türkmitolojisininkısatarihi okuduğum diğer kitaplardan çok daha farklı. Bu farkın en büyük nedeni editörlük kısmı ** anlaşılır olmayan bir cümle dahi yok.
Ve işinin uzmanı olan kişiden ayrıca eğitim kökenliyse, gerçekten başka oluyor. Neden? Siz bunları biliyorsunuz, havası yok. Bir öğrenciye en iyi nasıl anlatılabilinirse, -en detaylarına- kadar şüpheye mahal vermeden açıklanmış.
Bu yüzden gerçekten doğru kitabı buldum en azından derinliği anlamak için. Günümüzde de kullanmaya devam ettiğimiz bazı garipliklerin ...evet gariplikler... Açıklaması bile vardı.
Kim ne derse desin, o eski düşünce ve inanışlar hala devam ediyor. Buna artık hem fikir oldum.
Benim için gerçekten de verimli bir #araştırmainceleme oldu artık kozmoloji hakkında ek kaynağa ihtiyacım yok. Merak edenlere şiddetle ve dehşetle tavsiye ederim
İnsanın karşıtıyla evlenmeyi yeğ tuttuğu doğruysa (hayatın kuralı), bunun nedeni bizimle aynı eksiklere ve aynı özelliklere sahip bir insana bağlanmaya karşı içgü düsel bir tiksinti duymamızdır. Bu da herhalde bize ya kın birinde gördüğümüz eksiklerin ve özelliklerin, kendi eksik ve özelliklerimiz olduğu zaman, özgünlükleri yü zünden bağışlanabilir gariplikler sayılacağı yolunda bes lediğimiz umudun boşa çıkması yüzündendir.
Bir mekana girdiğinde sanki tüm gözler ona çevriliyor gibi hissettiğinden hareketlerinde de gariplikler olmaya başlıyordu. Sanki sopa yutmuş, ya da üzeri bir süre önce alçıyla kaplanmış gibi hareket ediyordu kalabalık mekanlarda. Kimse ona bakmadığında, mesela evde çok rahattı ama.
Sayfa 164Kitabı okudu
Anlaşılmaz şeyleri, mucizeleri uzakta aramaya ne lüzum var? Her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki, mucizeler oyuncak kalır onların yanında.
Sayfa 206Kitabı okudu
Alçakgönüllülüğün başka bir çeşidi vardır ki kendini yüksek görmekten gelir. Birçok şeylerde bilgisizliğimizi kabul ederiz, akıl erdiremediğimiz taraflar olduğunu edebimizle açığa vururuz. İsteriz ki bizi dürüst, namuslu adam bilsinler ve başka şeyleri bildiğimizi ileri sürdüğümüz zaman inansınlar bize. Anlaşılmaz şeyleri, mucizeleri uzakta aramaya ne lüzum var, her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki mucizeler oyuncak kalır onların yanında. Bizi dünyaya getiren tohum, o bir damla akıt ne müthiş şeydir. İçinde babamızın yalnız beden biçimi değil, duyguları, düşünceleri, eğilimleri bile var. Bu bir damla su bunca halleri neresinde saklıyor?
