“Hayatımızın sahibi olduğumuza, onun bize tadını çıkarmak için verildiğine ilişkin saçma sapan bir inançla yaşayarak biz de aynı şeyi yapıyoruz. Aslında bunun saçma olduğu besbelli. Buraya gönderilmiş oduğumuza göre, birinin buyruğuyla ve belli bir amaçla yapılmıştır bu. Oysa biz yalnız kendi mutlulugumuz için yaşadığımıza karar vermişiz. Mal sahibinin buyruğunu yerine getirmeyen işçinin başına nasıl kötü şeyler gelecekse bizim için de iyi olmayacağı açıktır…
Tanrı’nın ülkesinin ve onun gerçeklerini arayın, geri kalanını bırakın. Oysa biz gerikalan arıyoruz ve belli ki bulamıyoruz. “
“Her zaman herkesi bağışlamak, sonsuz kez bağışlamak gerekiyordu, çünkü kendisi suçlu olmayan ve bu yüzden başkalarını cezalandırabilecek, onları yola getirebilecek tek bir insan bile yoktu.”